Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu İl Başkanı ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Selim Aydın, Hükümet tarafından kamu için açıklanan Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’ndeki servis hizmetinin iptali için yargıya başvurduklarını ve bazı maddeler için de başvuru yapacaklarını söyledi.
Kamu-Sen Konfederasyonu’na bağlı sendikalar ülke genelinde olduğu gibi Çorum’da da “Kamu’da Tasarruf Tedbirleri” ile ilgili kitlesel basın açıklaması yaparak bazı taleplerini ve çekincelerini dile getirdi. Kamu-Sen Çorum İl Temsilciliği üyeleri de PTT önünde biraraya gelerek taleplerini açıkladı.
Kamu kaynaklarının tasarruflu kullanılması gerektiği konusunda hükümete destek verdiklerini belirterek adalet vurgusunda bulunan Kamu-Sen İl Başkanı Selim Aydın, servis hizmetinin ise gerekliliğini anlattı.
“MEMURUN KAZANILMIŞ HAKKI KISITLANMAMALI”
Ülkede enflasyonun yüksek seyrini koruduğunu, kamu çalışanları ile memur emeklilerinin ise alım gücünün her geçen gün düştüğünü, maaşların da enflasyon karşısında eridiğini hatırlatan Selim Aydın, “Bizler, emekliler başta olmak üzere çalışanlarımızın ekonomik durumlarını iyileştirecek, beklentilerini karşılayacak, verilen sözlerin tutulduğu düzenlemeler bekliyoruz. Ama uygulama, ekonomideki olumsuzlukları çalışanların haklarından kısarak düzeltmek yolunda kurgulanıyor” dedi.
Kamu kaynaklarının etkili ve verimli kullanılarak israftan kaçınılmasının yalnızca belli dönemlerde değil her zaman uyulması gereken bir kural olduğuna inandıklarını, bu çerçevede kaynakların tasarruflu kullanılmasına destek verdiklerini anlatan Aydın: “Ancak tasarruf tedbiri adı altında çalışanlarımızın kazanılmış haklarının kısıtlanmasına, toplu sözleşme hükümlerinin yok sayılmasına karşıyız. Kamu çalışanlarının haklarına yönelik düzenlemelerin kamu bütçesine katkı yapmayacağı aksine olumsuz sonuçlar doğuracağı inancındayız.
“SERVİS HİZMETİ BİR İHTİYAÇTIR”
Özellikle kamuda servis hizmetlerinin kaldırılması hem ekonomik hem de hukuki boyutları bakımından sorunlu bir uygulama olacaktır. Servis hizmeti lüks değildir ve ihtiyaçtan doğmuştur. Ulaşımı zor kurumlara erişimi sağlamak, verimliliği artırmak ve ulaşım giderlerinden tasarruf etmek amacıyla getirilmiş bir uygulamadır. Bu hizmetin kaldırılması hem maliyeti artıracak, hem trafiğe olumsuz etki yapacaktır. Ayrıca servis hizmeti toplu sözleşme ile sabit olan bir hizmettir ve kaldırılması hukuki değildir.
“YARGIYA BAŞVURDUK”
Bu nedenle memurun kazanılmış hakkı olan servisin kalkmaması için yargıya başvurduk. İnşallah yüce Türk adaleti, en hakkaniyetli kararı verecek ve on binlerce kamu çalışanımızın mağdur edilmesini, hukuka uygun olmayan düzenlemelerle hakların geriletilmesini önleyecektir. Memurun kazanılmış hakkı olan giyim yardımının kısıtlanması, fazla mesailere sınır getirilmesi gibi uygulamalar da doğru değildir. Bundan sonra da uygulama aşamasına geçildiğinde yine tasarruf genelgesinde yer alan lojman kiraları, giyim yardımlarının kısıtlanması, kamuda en önemli konulardan bir tanesi olan hizmet araçları alımının durdurulması gibi konularda da yargı yoluna başvuracağız” diye konuştu.
“KAMU ÇALIŞANI SAYISI OECD ORTALAMASININ GERİSİNDE”
Kamu çalışanlarının sayısının OECD ülkelerinin ortalamasının gerisinde olduğunu belirten Aydın sözlerine devam ederek memurun taleplerini şu şekilde dile getirdi: “OECD verilerine göre bir kamu çalışanı Avusturya’da ortalama 18, Kanada’da ve Fransa’da 12, Finlandiya’da 9, Almanya’da 18, Hollanda’da 19, ABD’de 13 kişiye hizmet verirken yaklaşık 85 milyon nüfusu olan Türkiye’de 3 milyon 849 bin 203 kadrolu ve sözleşmeli kamu çalışanı bulunmakta ve 1 kamu çalışanına 22 kişi düşmektedir. Üstelik bu çalışanlarımız ülke geneline homojen bir biçimde dağılmış da değildir. Bu nedenle birçok ilde ve kurumda insanüstü bir gayretle hizmet üretmeye çalışanlarımız, yetersiz kadrolar nedeniyle ağır bir iş yükü altında adeta ezilmektedir.
“MEMURUN EMEKLİLİĞİ ADETA KABUSA DÖNDÜ”
Buna ek olarak emekli maaşlarının da görev aylığının yarısına düşmüş olması nedeniyle tüm çalışanlarımız 65 yaşına kadar görevde kalmayı tercih etmeye başlamış, emeklilik adeta bir kabusa dönüşmüş durumdadır. Birçok kurumda, özellikle kiraların yüksek olduğu illerde boş kalan kadrolar nedeniyle hizmetler aksamaktadır. Durum böyleyken kamuya personel alımını emekli olan kamu çalışanı sayısıyla sınırlamak, kamu hizmetlerinin kalitesinden, etkinliğinden ve verimliliğinden vaz geçmek demektir. Bu durumda hastaneler doktorsuz, hemşiresiz, okullar öğretmensiz, postaneler dağıtıcısız, kurumlarımız memursuz mu kalacaktır?
“MEMURLARIN EMEKLİ MAAŞI İYİLEŞTİRİLMELİ”
Türkiye Kamu-Sen olarak kamuda daha etkili ve verimli hizmet üretmenin yolunun hakkaniyet ve adaletten geçtiğine inanıyoruz. Kamu çalışanlarının hakları üzerinden tasarruf sağlama imkân ve ihtimali bulunmamaktadır. Tasarruftan önce adalet sağlanmalıdır. Külfeti kamu çalışanına ödetmeden önce nimetten de çalışanlarımıza pay verilmelidir. Yemediği yemeğin faturasını ödemek ne derece hakkaniyetlidir? Bu nedenle milyonlarca memur ve memur emeklisinin beklentilerinin karşılanmasını verilen sözlerin hayata geçirilmesini istiyoruz. Kamu çalışanlarının ve emeklilerimizin sorunu çok, tasarruf tedbirlerine dayanacak gücü yoktur. Bu ekonomik şartlar karşısında tasarruf değil bir an önce ek tedbirler alınarak memurlar ve emekliler rahatlatılmalıdır. Özellikle hayatın gerçekleriyle uyuşmayan, çalışma hayatıyla ilişiği kalmayan memur emekli maaşlarının iyileştirilmesini, 12 bin TL tutarındaki ilave ek ödemenin emekli maaşlarına da yansıtılmasını bekliyoruz.
“3600 EK GÖSTERGE ACİLEN ÇIKMALIDIR”
Sayın Cumhurbaşkanımızın da taahhüdü olan birinci dereceye gelen tüm kamu çalışanlarının ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesi için gerekli çalışmanın bir an önce yapılmasını, Cumhurbaşkanımızın sözünün daha fazla sürüncemede bırakılmamasını istiyoruz. Anayasa Mahkemesi tarafından haksız bir kararla iptal edilen toplu sözleşme ikramiyesinin, sendika üyesi kamu çalışanlarına tekrar ödenerek ortaya çıkan mağduriyetin giderilmesini, 2 milyon kamu çalışanının elinden alınan aylık 345 TL ödemenin iadesini istiyoruz.
“VERGİ DİLİMİ SABİTLENMELİ”
Vergi dilimlerindeki adaletsizliğin giderilmesini ve çalışanlarımızın gelir vergisi oranlarının %15’e sabitlenmesini bekliyoruz. Yardımcı hizmetler sınıfındaki personelin genel idare hizmetleri sınıfına alınarak, bu sorunun bütünüyle gündemden çıkarılmasını istiyoruz. Hem ilk atamalarda hem de görevde yükselme sınavlarında mülakatın kaldırılmasını, atama, görevde yükselme ve unvan değişikliklerinde adalet, hakkaniyet ve liyakate göre hareket edilmesini bekliyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak yargıya taşıdığımız tasarruf genelgesinin hukuka uygun olmayan maddelerinin mahkemelerimizce iptal edileceğine ve adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz. Tasarrufa varız. İsraftan tasarruf olur; lüksten tasarruf olur; fazladan tasarruf olur ama azdan tasarruf olmaz; ihtiyaçtan tasarruf olmaz; emeğin hakkından tasarruf olmaz; alın terinin karşılığından tasarruf olmaz.
Bilinmelidir ki, Türkiye Kamu-Sen olarak tek bir kamu çalışanımızın dahi kazanılmış hakkının elinden alınmasına müsaade etmeyecek, haklarımızın korunması için her türlü mücadeleyi yapacağız.”