MANZARA

Ülkede görünen manzaranın kısa özetini yaparsak, görünen tablonun ve manzaranın iç açıcı olmadığını görürüz. Görmek bir yana, halk bunu etinde kemiğinde yaşıyor. Düzenin çivisi çıktı. Tuzsuz helva gibi dökülüyor. İmtiyazlı yandaşları bir yana koyarsak halinden memnun olan yok.

Abone Ol

Zatı Devletlileri yurt dışından kredi turlarında ama hep eli boş dönüyor. Kimse Türkiye’ye ne kredi veriyor, ne de yatırım yapıyor. Çünkü güven duymuyor. Adalet ve demokrasinin olmadığı ülkeye kimse ne kredi verir, ne de yatırım yapacak kadar delidir. Araplarla yapılan “al takke ver külah” yarışı hep aleyhimize. Araplar ülkenin ciğerini sökmeden kuruş koklatmaz.

Borcu borçla kapatma devri bitti. Ekonomi artık dönmüyor. Nas ekonomisi çöktü. Faizin de faizini ödeme sürecine girdik. Hal böyleyken muhalefetin durumu içler acısı. Herkes kendi partisi içinde koltuğunu sağlama alma yarışında. Muhalefet sözde var, özde yok. Son tahlilde yok hükmünde. Mevcut muhalefetle AKP iktidardan gönderilemez, bu defalarca denendi.

Ülkenin sadece iktidar ekonomi sorunu yok. Asıl bir de muhalefet sorunu var. Direkt veya dolaylı herkes iktidarın çanağına su taşıyor. Halk zam darbesi ile adeta boğazlanıyor. Artık restoranların çoğu menüye fiyat yazmıyor. Zira restorana giriş ücreti ile çıkış ücreti birbirini tutmuyor. Daha yemeği yerken zam geliyor.

Gabar Petrolü ve Karadeniz gazı bulma hikâyesi halka zam üzerine zam olarak yansıdı. Akaryakıta yapılan zammın doğurganlığına öteden beri alışkınız. Yurt dışından kredi bulamayan iktidar, vergi üzerine vergi koyuyor. Ödenmiş verginin vergisi olur mu? Vatandaş motorlu taşıt vergisini zor ödüyor. Üzerine “bir daha öde” deniyor.

Gazetelerin yazdığına göre doğalgaz paraları toplandı ama Rusya’ya ödenmedi, ertelettiler. Eh Putin bağışlamayacağına göre, ödeme zamanı seyreyle gümbürtüyü. İyi günler ilerde diyecek hiçbir ışık yok.

Tahıl ambarı Türkiye, artık en temel gıda ürünü buğdayını dışarıdan alıyor. Ucuz ekmek kuyruğu daha da uzayacak.

Alkole yapılan zamda ekonomiyi ayakta tutmaya yetmiyor. Halk kendi tütününü ve içkisini üretmeye başladı. Dozu fazla kaçırınca haliyle sahte içkiden ölümler artmaya başladı. Olsun “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir”

Devlette bir yere gelmek ya da itibar edinmek için, zatı devletlilerine ya şarkı yazmak, ya şiir yazmak, ya da ayakkabısını filan yalamak gerekiyor.

Biz Avrupa’dan çöp alıyoruz. Afganistan ve Ortadoğu’dan cahil, işsiz, güçsüz, katilleri alıyoruz. Avrupa’da bizden yetişmiş mühendis, doktor, akademisyen alıyor. Gidene “Giderse gitsinler” gelene de “toplanıp da gelsinler” diyoruz.

Artık bu iktidarı seçimle göndereceğiz, muhalefetin yalanından başka bir şey değildir. Anayasa uygulanmayan bir yazılı metindir. Laiklik filan kalmamıştır, koruyanı da yok. Cuma günlerinin tatil olması yakındır.

“Bu günler kötü günler mi diyorsunuz?” asıl kötünün kötüsü günler yerel seçimlerden sonra. Görülen manzara bundan ibaret, şimdi Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni ve Bursa Söylevi’ni tekrar tekrar okuma zamanıdır.