MANEVİYAT DERYASINDAN DÖKÜLEN HİKMET DAMLALARI-85

Abone Ol

Yine Hz. Ömer R.A.nın uyarıcı mektuplarından ikincisi valilerine şöyle hitap ediyor ve devletin başkanını prosedür olarak her kademedeki yöneticiler temsil ederler, müteselsiller, kesintisiz sorumludurlar. Alt kademelerdeki yöneticilerin eylem ve işlemlerinden tümü ve başlarındaki hakan, kral da sorumludur. Aile reisi de aile fertlerinden sorumludur. Bu ise kutsal Kur’an’ın bir ayeti Ulu Allah’ın mutlak bir emridir. Emir demiri keser, emir bütün tebaayı, halkı bağlar, yoksa adalet olmaz.

Hz. Ömer, emirnamelerinde kısa ve özlü yazı ile görevlileri uyarırdı. Örneğin, (sayın Valim) ben sana insanlar arasında Allah korkusunu, Allah cc. sevgisi ve saygısını tavsiye ederim. Allah’ın emirleri için sizi insanlardan korkmaktan sakındırırım, dedi. Yani, Alah korkusu ölçünüz olsun. Çünkü hikmetin başı Allah korkusudur ve nerede olursanız olunuz, Allah cc hazretleri daima sizinle beraberdir. Allah daima görüyor ve işitiyor. Olaylarda birinci şahittir Allah ona göre davran demektir.

Emevi halifelerinden en üstünü olan Ehli Beyte yapılan bütün zulümleri kınayan yasakları kaldırıyor, Hz. Ali R.A. hazretlerine hutbelerde lanet okutulmasını yasaklıyor. Veliyullah bir halifedir ki Hz. Ömer gibi adildir. Ömer b. Abdülaziz’in hayatını mutlaka okumalı ve Hz. Ömer gibi adil bir öynetici olduğunu görmelisiniz.

Ömer b. Abdülaziz bir gün dostuna diyor ki; “Üzerime aldığım şu ulvi yüce hilafet işinde Allah’tan korkmaktayım” deyince o zat da Ömer b. Abdrülaziz’e şöyle diyor; “Ben senin bu korkundan korkmam. Çünkü Allah’tan korkandan hiç bir mahluk zarar görmez. Ancak şundan korkarım, şu yaptıklarında gurura kapılıp da saltanat keyfiyle böyle akıbeti saadet olan korkudan vazgeçip cebir ve zorbacı biri olmandan korkarım” dedi. Allah’tan korkanlar daima emindir, huzurdur. Düğünündeki tüm bugünün hesabıyla trilyoner eder, takılarını devlet hazinesine iade etmiştir. Hanımı kendisine sebebini sorunca, eğer halife başkan yönetici olmasaydım bunlar bize takılır mıydı, demiştir. Allah dostu, halkın sevgilisi bir devlet reisi idi.

Hz. Ömer R.A. hazretlerinden üstün adalet örneklerinden bazıları Hz. Ömer ve İran şehinşahı Hürmüzan hakkında dünya adalet tarihinde bir çok adil yöneticiler gelip geçmiştir. Herkesin üzerinde ittifak ettiği en adil hükümdar İslam’ın ikinci halifesi, 6 lisan bilen İslam’dan önce Arap devletinin dış işleri bakanı kanun adamı olan ve R.SAV.in zamanında 40. müslüman Hz. Ömer-ul Faruk (hak ile batılı ayırıp hakkı seçen) hazretleridir. İşte bir örnek...

Hz. Ömer R.A. ve İran şehinşahı ve Hürmüzün. İran ve Türk milletleridir. Savaş tarihinde hiç yenilmemiş veya çok az bağlup olmuş iki millettir. Dünyanın direği, halkın huzur ve mutluluk ve asayişinin temini adalet ve hakkaniyettir. Hz. Ömer R.A. idarecilerin makamlarından emin olabilmelerinin teminatı kendi haklarınd abile olsa hak ve adaletinh tahakkukudur. Yerlerinden emin olmak isteyen her hükümdar adil olsun. Adalet en güçlü koruyucudur. Adalet bütün mahlukatın teminatıdır. Aksi ise zulümdür. Asla payidar olamaz, olamamıştır, er veya geç sonu virandır.

Zamanın İran şahı Hz. Ömer’i ziyaret için Medine’ye gelir ve Hz. Ömer’i çölde yılgın ağacının gölgesinde uyurken görür. Halbuki İran sarayları binlerce muhalfız ile muhkem kaleler içinde olup Şah ile görüşmek fermana muhtaçtır. Hürmüzan, iran’ın adil hükümdarlarından konumu gereği oğlunu bile verilen hüküm ile idam edecek kadar adil olan Nuşirevanı-Hz. Ömer görmüş ve onun adaletini övmüştür. Yeri gelince onu da anlatacağım. Hürmüzan Hz. Ömer’in çölde silahsız, korumasız tek başına yılgın ağacının yarım gölgesinde yattığını görünce, hiç şaşırmıyor ve Hz. Ömer’e şöyle sesleniyor; “Ya Ömer, yat yat ve keyfine bak. Adaletle davran, inancının verdiği rahatlık ve emniyetle davranmanın rahatlığı sana haktır ve müyesserdir. Çünkü hak senden emin. Gece kapısını kilitlemeden yatıyor. Sen de bu halktan eminsin ki çölde yalnızsın” diye övgüler yağdırmıştır.

Arzedilmek istenen mesaj şudur; devletin bekası da, emniyeti de, güveni de, devamı da adaletle daim ve kaimdir. Halkın hak, ahalinin haksızlık nedeni ile birbirlerine düşmeleri, kavgaya tutuşmaları, herkesin hakkını kendisi almak istemesi ortalığa hakim olur ki, bunun adı anarşidir. R.SAV. efendimiz hazretleri, “İnsanlara zulüm ve haksızlık etmek, düşmanlık etmek, ahiret içinde çok acı bir azaptır ve kötüdür” buyurmuşutr.

3 şey kurtuluşun, 3 şey de mahfolmanın nedenidir:

1-Öfkeli iken acele karar vermek (nedamet getirir, adaleti yok eder)

2-Güçlü ve zayıf durumlarda Allah koruksu vicdanlı ve tarafsız olmak veya aksi...

3-Fakirlik ve zenginlik hallerinde adil davranışın sergilenmesi.