MANEVİYAT DERYASINDAN DÖKÜLEN HİKMET DAMLALARI - 41

Abone Ol

Bu eşeğin ölçüsünü al, biz buradan geçeriz, o zaman yenisini alırım, der. İçinde altınların saklı olduğunu bilmeyen kalfa eski semer düşüncesiyle yüksek bir fiyata sattım, der ve ustaya parasını verir. Amma usta olayın aslını kalfaya ve çırağa anlatır. Dükkanı kalfa ve çırağa emanet eder ve kervanın peşine takılır.

İşte şurda, işte burda, şehir şehir bir kervanın peşinden gider, bulamaz, yetişemez. Kim bilir Şam’a mı, Yemen’e mi gitti... Bitkin, üzgün, zayıflamış bir halde eli boş dükkanına geri döner. Yeni baştan besmele ile işine koyulur. 6 ay sonra kervan aynı yerden geçerken aynı dükkana uğrar, eski semeri bırakıp yenisini almak ister. Kervancı başı dükkana girer. Semerci kalfası ve usta eski semeri eşeğin sırtında olduğunu görünce koşup eski semeri eşeğin sırtından alırlar.

Usta hemen eline aldığı bir kamış kesme bıçağı ile eski semerin karnını yarar ve altınlar dökülür. Olayı dikkatle seyreden kervancı başı, semercinin sevincine ortak olur. Semercinin yorucu serüvenini dinledikten sonra alnının terini silen ve altınları bulmanın heyecanı ile semercinin alnından terlerin aktığını görür; semerciye hitaben, “sen bu altınları burada mı kazandın, miras mıdır” der. Semerci alnını terini silerek “elimin emeği, ailemin yemeği, helal kazancım” der. Kervancı başı, “Helal mal zayi olmaz, haramın da binası olmaz” diyerek; “Sana gezmek ne gerektir Semerkand’ı, Buhara’yı. Varsa taksim olan erzak, bulur arayı arayı”... Eğer kazancın helal ise ve nasibin ona bağlı ise, nasibin yerin altında da olsa seni bulur.

R.SAV. ne buyuruyor; 3 şey insanın bedeni ile ruhu gibi birbirine bağlıdır. İnsanın gölgesi gibi sahibini takip eder, er geç nasibini bulur:

1-Rızık,

2-Ecel,

3-Kader. Bunlar ancak  kişi ölünce onu terk ederler.

Herkesin rızkı taksim olunmuştur. Sebebe bağlıdır. Çalışan ona ulaşır. Kimse kimsenin nasibini alamaz, yiyemez.

*

MAZLUM ALLAH’IN YER YÜZÜNDEKİ KILICI, ZALİM DE ALLAH’IN ADALETİDİR

Hak kulundan intikamını kul ile alır. Bilmeyen bunu kul yaptı sanır.

Avcının tüfengi varsa, kuşun da Allah’ı vardır.

Zalimin nefesi şeytanın soluğu, mazlumun ise zalimin azrailidir.

Zalim asla iflah olmaz, mazlumun bedduası asla yerde kalmaz.

Eskiden mahşere kalıyormuş, şimdi akşama kalmaz.

Mazlumun ahı gökte uçuşan keskin kılıç gibidir. Bir gün zalimin boynunu koparır.

(Bakara 251-253, sh.41)

(SÜRECEK)