MANEVİYAT DERYASINDAN DÖKÜLEN HİKMET DAMLALARI-1

Abone Ol

Çeşme durmadan aksa,

Canlar durmadan baksa,

Eğilip su içmezse,

Suya kanası değil, testi dolası değil.

Okuyanlar ibret alsın,

Hikmet deryasını görsün,

Gönüllere şifa olsun,

Alem cefadan kurtulsun.

*

Hikmet, ilim, bilgi, yüksek bilgi, müminin yiğitidir, onu nerde bulursa oradan alsın alır. (Buhari ilim) (R.SAV. Hadisi sahih)

Ayağının altında gizli bir define bulunsa, elinde kazma ile kürek bulunsa, kazmayı yere vurmadan, toprağı kürekle atmadan define ele geçesi değil.

Şeyhim himmet, oğlum gayret, dünyayı istesen çalış, ukbayı istersen çalış, ikisini de istersen yine çalış, şeyhinin derisi yüzende içine girsen sana bir yararı olmaz, illa gayret illa gayret. (Şakik-i Belhi, büyük Türk mutasavvıfıdır. Hikmetli, ilim sahibi)

*

Saygıdeğer Çorum Haber’in kutlu okuyucuları. Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere, hikmet ve ibret deryasından süzülen ışık hüzmeleri, ağır ağır akar berrak bilgi damlaları gibi güzel, uyarıcı, düşündürücü, çeşitli konulara ait bilgilerin aktarıldığı çok önemli, emek mahsulü, araştırma sonucu tesbit edilen altın değerinde bilgilerdir. Dini ve milli kültürümüzü yansıtan eserlerden en muteber itaplardan derlenmiş ayet, sahih hadis, büyüklerin sözleri, fıkraları, insanı okudukça mutlu eden, yaşarsa ömür boyu saadet sunan, insanları bilgilendir, varsa bilgilerini artıran kültür değerleridir.

Okuyanın mutlak yararlanacağı kutsal bilgilerdir. Nasibi olanlara, okuyup ibret alanlara bilgileri yaşamına yansıtanlara müjdeler olsun. Gönülleri huzurla dolsun. Bu yazı dizimiz hayırlara vesile olsun, yazana, yazdırana, okuyana, dinleyene, hayatına uygulayanlara hayırlı olsun.

1-Şakik-i Belhi’den bir ibret levhası:

Belhi: İran’ın Horasan Belhi şehrinde (800-900) yılları arasında yaşamış alim ve arif büyük tasavvuf ehlidir. Keramet ve marifet sahibidir. Müritleri, öğrencileri bir gün tekkedeki koyun postu seccadelerdeki tüyleri hep yolmuşlar. Himmet diye üzerlerinde taşımaya başlamışlar. Bu cahilane durumu gören Şakik hazretleri, bilgin insan, bütün müntesiplerini tekkesinde topluyor ve şu tarihi konuşmayı yapıyor: “Ey benim öğrencilerim; şeyhim himmet diye bağırıyorsunuz, unutmayınız ki, himmet gayrete tabidir. Çalışmadan himmet olmaz. Akıllarını kullanmak yerine bedavadan şeyhinden yardım bekleyen müritlerine şöyle hitap ediyor: “Ey kardeşlerim. Beni iyi dinleyin. Gayret olmadan himmet olmaz. Dünya ve ahiret kazancı çalışma üzerine kurulmuştur. Dünyada rahat isteyen dünyaya, ahirette ebedi mutluluk isteyenler ahirete yürekten çalışacaklardır. İlerisini de isteyenler yine çalışacaktır. Emeksiz yemek yoktur. Bana bakınız, vallahi benim derimi yüzseniz de içine girseniz de size bir faydası olmaz. Boş ümitle yaşamayın, çalışın, çalışın, çalışın.

Dünya ve ahiret mutluluğunun anahtarı ne şeyhtir, ne meşayihtir. İlle de çalışacak, şeyh meşayih, hoca, öğretmen yol göstericidir. O yolda yürümek insanlara aittir. Şeriat, tarikat, hepsi çaışmak üzerine kurulmuştur. Akıl dışı işlerin dinde yeri yoktur. (Şakik-i Belhi hz.)

(SÜRECEK)