Birileri yine halkı kin ve düşmanlığa tahrik ederek, yeni bir kamplaşmaya ve bölünmeye zemin hazırlıyor gibi...
Birileri yine Sünni ve Alevi halkı karşı karşıya getirmek istiyor gibi...
İşte son günlerde ve son yıllarda, mesajı eyleminden daha büyük ve daha tehlikeli provokatif görüntüler:
Gün 22 Kasım 2017; Malatya'da Cemal Gürsel Mahallesi'nde Alevilerin oturduğu 13 evin kapısına kırmızı renkle çarpı işaretleri konuldu.
Malatya İl Emniyet Müdürlüğü'nün açıklamasında "...olayın faillerinin en kısa zamanda bulunup adalet önüne çıkartılması yönünde çalışmalar hızlı bir biçimde devam etmektedir" denildi.
Gün 3 Mart 2017; Adana'nın Seyhan İlçesi Meydan Mahallesi'nde, Alevilerin oturduğu evlere siyah sprey boyayla çarpı işaretleri konuldu.
Gün 22 Eylül 2016; Ankara Mamak'ta 20 daireli bir apartmanda 7 Alevi ailenin kapısına kırmızı renkle çarpı işaretleri konuldu.
***
Devam edelim...
Gün 22 Mayıs 2015; Adıyaman'ın Esentepe Mahallesi'ndeki TOKİ konutlarında, Alevi yurttaşların oturduğu dairelerin kapısına kırmızı boyayla çarpı işaretleri konuldu.
Yetkililer "çocuklar yapmıştır" dedi.
Gün 5 Mayıs 2012; Didim'de Alevi iki ailenin kapısına yağlı boya ile çarpı işareti konuldu ve büyük harflerle "Alevilere Ölüm" yazıldı.
Gün 27 Şubat 2012; O günün Başbakanı Erdoğan, "Adıyaman'da 25 evin kapısına işaretlemeler yapılmıştır. Çoğu Alevi vatandaşlarımızın evidir. Emniyet ve istihbarat birimlerimiz konunun üzerine gidiyorlar" demişti.
Ama o günün İçişleri Bakam İdris Naim Şahin ve Adıyaman Valisi Ramazan Sodan "çocuk işidir" demiş ve de konu kapatılmıştı.
Ve yine geçtiğimiz yıllarda Erzincan'da, İzmir'de, Antep'te Alevi evlerine işaretler konulmuştu.
Ama failleri bulunmamış, yine çoğuna "çocuklar yapmıştır" denilmişti.
***
Oysaki konu yalnız Malatya sorunu değildir; yalnız Adıyaman sorunu değildir.
Bu ülkenin topraklarında 80 milyon insan yaşamaktadır. Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Çerkez-Laz, velhasıl çok sayıda etnik ve inanç gruplarıyla Anadolu halkı yaşamaktadır.
Malatya'da yaşanacak bir olay tüm Anadolu'yu sarsar, yaşanacak acı bir olay tüm Anadolu halkının kimyasını bozar olacaktır. Yani sorun, yalnız Malatya'nın değildir.
Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta, Malatya'da tekrar tekrar yaşanmış bu acı olaylar yeniden yaşanmak istenmiyorsa, toplumun bütün kesimleri bu tip gelişmelere birlikte tavır almak, birlikte bir duruş göstermek zorundadır.
***
Özellikle bilelim ki sorun, "çocuk işidir" diyerek üstü örtülecek konu da değildir.
Çocuk işi bile olsa, çocukların özellikle Alevilere ait evlere işaret koymuş olması, daha da uyarıcı ve daha da düşündürücü olmalıydı ve de olmalıdır.
Ve de daha vahimi, bu çocukların beynine böyle bir ayrımcılığın yerleşmiş ya da yerleştirilmiş olmasıdır.
-Bugün Suriye'den, Irak'tan, genel olarak Ortadoğu'dan radikal şiddet örgütlerinin Türkiye'ye kayması ya da kaydırılması gibi bir tehlike varken...
-Bugün ABD'nin ve genel olarak Batılı politikaların, tüm bölgeyi etnik ve mezhep savaşlarına mahkûm ettiği görülürken...
-Ve bugün emperyal güçlerin, Türkiye'yi bir Irak, bir Suriye yapmak gibi bir amacının olduğu bilinirken...
Malatya ya da bir başka yerdeki bu tür işaretleri "çocuk yapmıştır" diyerek önemsememek, üstünü örter olmak, saydığımız bu tehlikeleri besler olmaktır.
***
Ve de bilinmelidir ki:
Geçmişte bu farklılıkları çatıştırmak, askeri müdahalenin gerekçesini yaratmak, kanlı katliamlar ise darbenin yol taşlarını döşemek olmuştu.
Bugün bu farklılıkları çatıştırmak ise ülkenin bölünmesinin, sosyolojik ve siyasi gerekçelerini yaratmak olacaktır.
Yani iktidar ve tüm siyasetin görevi, toplumun olabildiğince duyarlı olduğu bu tür oluşumları, unutulmaya terk etmek değil, fazlasıyla ciddiye almak olmalıdır.