Son iki yıldır yaşamakta olduğum yavru vatan Kıbrıs'tan ara sıra bazı izlenimlerimi aktarmak ve karınca kaderince Kıbrıs Davasına bir damlacık olsun katkı sağlayabilmek adına izlenimlerimi ve düşüncelerimi bu köşede zaman zaman sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yıllardır süregelen Kıbrıs'ın bağımsızlık mücadelesinde Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin yeri ve önemi çok istisnai bir yerde. Bugüne kadar bir tek Türkiye'nin resmen tanıdığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ülkemiz için bir onur ve gurur meselesidir. Yine Rumların kışkırtmaları ile Türkleri adada işgalci gibi göstermeye çalışan bazı şer odakları olsa da, aklı selim Kıbrıs vatandaşları buna itibar etmemektedir. Zira orta yaşın üstündeki Kıbrıslı soydaşlarımız geçmişteki Rum vahşetini asla unutmamaktadırlar.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 20 Temmuz Barış Harekatının 43. yılı Girne'de törenlerle kutlandı. Jetlerimizin Girne semalarında yaptığı gösteri uçuşları görülmeye değerdi. Aynı zamanda Şehitlik de ziyarette bulunmak insana çok farklı bir duyguyu yaşatıyor. Bir ara göğsüm kabardı ve gözlerim sulandı. Oğlum bana "Baba çok duygulandın galiba" dedi. "Evet" dedim. "Şu an ben sizlerden farklı bir duygu yaşıyorum ve bu şehitlerle empati kuruyorum" dedim ve sordum. "Nedenini tahmin edebiliyor musun?" Oğlum bir an düşündü. Tahmin edebiliyorum dedi. Sen daha önce anlatmıştın. Kıbrıs Barış Harekatına katılan askerlerin senin devrelerin olduğunu söylemiştin. Gerçekten de şehitlerin mezar taşlarından 1952, 1953 ve 1954'lülerin olduğu görülüyor.
Evet, ben ilkokul öğretmeni olmam nedeniyle askerlik görevimi "er öğretmen" olarak bir köyde yapmıştım. Ama benim emsallerimden bir kısmı bu Mutlu Barış Harekatına katılarak şehit ve gazi oldular. Şehitlerin tümüne yüce Allah'tan rahmet, yaşayan gazilerimize de sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum.
Kıbrıs söz konusu olduğunda akla hemen Barış görüşmeleri geliyor. Ana vatanda televizyon veya gazetede ara başlık olarak okuduğumuz haberler bazen fazla kafa yormadan geçiştiriliyor. Oysa burada yerel basını izlediğinizde Kıbrıs Türkü'nün haklı davası ortaya çıkıyor. Geçmişten günümüze ne çileler çekilmiş. Rahmetli Raif Rauf Denktaş bu davaya bir ömür verdi.
İşte sayın okurlarım, bundan sonra sıkça bu konulara değineceğim. Dünyanın neresinde olursak olalım Kıbrıs Türk'ünün haklı mücadelesinde yanlarında olalım. Onların mücadelesini daima canlı tutalım.