KURUMSAL (KURBAN ) LAŞMA
Kurban etme alışkanlıkları çok tanrılı dinlerden tek tanrılı ve nihayet 3 kutsal dinde de mevcut olan bir icap olarak görülmektedir kurban etmenin gerekleri ilahiyatçıların konusudur, bilmediğim ve uzmanı olmadığım sulara girmek istemem, ancak benim gözlüğümden gördüğüm ve tespit ettiğim hususları da belirtmeden geçemeyeceğim.
Kurban kelimesinin Türkçe karşılığının yaklaşma yakınlaşma olduğu bilinen bir gerçektir atalarımızdan gelen “kurban olurum sana” lafı “senin için ölümü göze alırım” şeklinde algılansa da burada cümlenin asıl açılımı “sana senin kadar yakınım”, “seni en iyi ben anlarım”, “senin her zaman yakınındayım” anlamını içermektedir.
Diğer taraftan yurdumuzun ekonomik verilerine bakarak söz konusu inancın ekonomik sonuçlarını da görmeden geçemeyiz:
Şimdi basit bir ekonomik modelleme yapalım: örneğin
•Kentimiz nüfusunun 250.000 olduğunu varsayalım.
•Nüfusun 1/5’inin de kurban vecibesi için gereklerini yerine getirme mükellefiyetindeki vatandaşlardan olduğunu düşünelim.
•Yine her yıl kesilen kurbanlık hayvanların 1/3’ünün büyük baş, 2/3’ünün küçükbaş hayvanlardan oluştuğu gerçeğini ortaya koyalım.
•Nihayet ortalama küçükbaş hayvan fiyatının ortalama 400 TL büyükbaş hayvan fiyatının ortalama 3.000 TL olduğunu belirtelim.
•Diğer taraftan Türkiye genelinde (geçen yılki gerçekleşen ve bu yılki tahmin ortalaması ile ) ortalama 1. 000.000 büyükbaş hayvan 3.000.000 küçükbaş hayvan kesimi yapılıyor.
Şimdi bu durumu analiz edelim:
1. İlimizde kesilen hayvanların 13.200.000 TL küçükbaş 51.000.000 TL büyükbaş hayvanlar için sarf edilmiş demektir toplam yaklaşık 65.000.000 TL’lik ekonomik değer ortaya çıkmış olmaktadır.
2. Ülke genelinde ise kesilen hayvanların 1.200.000.000. TL küçükbaş hayvan için, 3.000.000.000 TL büyük baş hayvan için olmak üzere, toplam olarak 4,2 milyar TL civarında bir ekonomik boyut vardır
Şimdi bu verileri dikkate alırsak:
•Kurban derilerinin niçin kavgaya neden olduğu,
•Irak, Suriye gibi yerlerden niçin hayvan kaçakçılığı yapıldığı,
•Türk besiciliğinin neden öldürülüp ithalat ihtiyacı yaratıldığı,
•Kimlerin bu işlerden nemalandığı,
•Bu boyuttaki finansmanla neler yapılabileceği,
•Kesim sonucu en uygun dağıtımın yapılamaması yüzünden kaynak savurganlığına yol açıldığı
Ortaya çıkacaktır.
Sonuç olarak ;Masum ve inancın gereği yapılan kurban ritüelinin ekonomik boyutu, bazı saf ve temiz vatandaşların düşünmediği değerlere ve içeriklere sahip olup “sanıyorum kurban olan bizler, kesilen ülkenin kaynakları olmaktadır”. Önemli olan bilinçli bir şekilde ve geniş bir açıdan bakılarak kaynakları insan ihtiyaçlarına göre doğru paylaştırabilmektir. Burada da sorumluluk yöneticiler kadar bizatihi vatandaşlarımıza düşmektedir…
5 Ekim 2014