Değerli Çorum Haber okurları ve saygıdeğer halkımız. Çorum’un her konuda kalkınmasını, tanınmasını sevda halinde savunan, özellikle de Çorum halkının birliği, dirliği, düzenliği ve esenliğini, barışı, bölüşümü, paylaşımı ve çok daha önemlisi ayırımsız herkesi hoşgörü ikliminde buluşturmak gayreti içerisinde gazetemizin sahipleri Sayın Mehmet Yolyapar başta olmak üzere ifade edilen “Her şey Çorum için” anlayışına hizmet etmektedirler.
Acizane bendeniz de gücüm nispetinde karınca kaderince çorbada tuz misali bu hizmete meccanen köşemdeki yazılarımla hizmet etmekteyim. Benim yazılarımı takip eden kardeşlerimizin bildiği gibi, genelde halkımızı yüzde 90 dini açıdan aydınlatıcı, sosyal ve ahlaki konularda 60 senelik birikimimizi sizlere aktarıyoruz. Bu konulara dair tam olarak bilemiyorum, tahminen yazdığım yazılar ve makaleler, dizi yazılar, özellikle de Cuma hutbeleri dahil bin sayısını geçmiştir. Sadece Hz. Mevlana ile ilgili 200’den fazla seri makale, yüzlerce Cuma hutbesi yazdığımı arşivimden biliyorum. Bunları ifade etmemin sebebi, malumu ilâm=bilineni söylemek değildir. Ancak kıymetli okurlarımızın zihinlerindeki konu ile ilgili bilgilerini hatırlatmak, şu anda konu başlığına ait dikkatlerini çekmektir.
Bu maksatla; hali vakti yerinde olan kurban etme şartlarını taşıyan kardeşlerimize Allah’ın emri olan Kurban Bayramı günlerinde (Bayramın 1.2.3. günleri) kurban kesmelerinin dini, sosyal ve ekonomik açıdan önemi nedir, niçin kurban keseriz? Kurbanın aslı esası nedir? Mahiyeti, şartları, kurban edilecek hayvanlar ve özellikleri nelerdir? Kurban etinin dağıtımı veya vekaleten kurban kesme olayı nasıl olur, gibi soruların müslüman halkımızın bilmesi gerekenleri, onlara aktarmak amacı ile konu ile ilgili bilgileri en doğru, en geçerli şekilde arz ediyorum:
1-Kurban kesmek kimden kaldı, Müslümanlar niçin kurban keserler?
Kurban, başta dini olmak üzere sosyal ve ekonomik içerikli bir ibadettir. Allah’ın Müslümanlara kesin emridir (vacip) yapılması emredilen bir iş, ibadettir.
Kurban: G.R.B. GURB kökünden gelen, yaklaşmak, yakınlaşmak, “kurbu hüda” Allah’a yakın olan (Arap Türkçe Ansiklopedik Lügat, sh.527) dini terim olarak ulu Allah’a yaklaşmak amacı ile Allah’ın rızasını kazanmak için, Allah yolunda kesilen ve eti fukaraya bedelsiz dağıtılan hayvan demektir.
Müslümanların bilmesi gereken şekliyle kurban:
Bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, bizleri yaratan, yaşatan, doyuran, besleyen, yaşamamız için bütün imkanları ve sonsuz nimetlerini önümüze seren, sonra öldürüp mahşerde mizanda bu nimetlerin ve dünya yaşantılarımız için bizlere hesap soracak olan, boynuzlu koçtan –boynuzsuz koyunun hakkını alacak olan, hiç kimsenin zerre miktarı hakkını kimsede bırakmayan, neticede ceza olarak cehennemi ödül olarak cenneti yaratan ulu Allah’ın rızasını kazanmak, onun hoşnutluğuna ulaşmak için ibadet niyetiyle kurban bayramı günlerinde (1.2.3. günlerde) şartlarını taşıyan bazı hayvanları canımıza bedel olarak kesmek ve onun etlerini fakir fukaraya dağıtmak ve vekaleten bu işi yapmaktır.
Demek ki kurban; bir ibadet, nimetlere şükür, canı canımıza-kanı kanımıza bedel olan bir fedakarlıktır. Bela, kaza, haset, fesat, nazar gibi kötülüklere karış bir manevi korunma aracıdır. En güzel tarif budur.
Kurban ibadeti Hz. Adem’den beri var olan bir ibadettir. Maide Suresinin 27. ayetinde Hz. Adem’in iki oğlu, Halil ve Kabil’in hadiseleri anlatılırken onların kurbanlarından söz edilmektedir. “(Ey habibim Muhammed SAV) Kullarıma Hz. Adem’in iki oğlunun (kurbanla) ilgili haberini anlat, onlar Allah’a birer kurban takdim etmişlerdir ve birisininki kabul, diğerininki ise reddedilmiştir (Çünkü niyeti halis değildi) denilmekte. İnsanoğlunun yaptığı ilk kurbandan bahsetmektedir ve yine kurban maddiyetinin ötesinde Allah’ın rızasının esas olduğu Hac Suresinin 34.35.36. ve 37. ayetlerinde kısaca şöyle bildiriliyor: “Her ümmete (kesmeye uygun) hayvanlardan kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, Allah’ın adını anarak (bismillahi Allahü ekber) yüce olan Allah’ın adıyla, diyerek kurban kesmelerini emrettik. İhlaslı ve samimi olan kullarımı müjdele” (Hac 34) ve yine aynı surenin devam eden ayetlerinde “Kestikleri kurbanların ne etleri ve ne de kanları fiziki olarak Allah’a ulaşır. Ancak ona sizin takvanız, ona imanınız ve halis ameliniz ulaşır. Allah bu hayvanları sizin yararınıza verdi, ona karşı şükrünüzü eda ediniz. Ey Muhammed güzel davranan müminleri müjdele.” Hac 37. ayet.
Görüldüğü gibi kurban ibadeti sıradan bir zikir değildir, köklü bir ibadettir. Hz. Adem’den sonra gelen bütün milletlere, peygamberleri aracılığı ile emredilmiş bir ibadettir. En son kurumsal şeklini Hz. İbrahim A.S. (M.Ö. 1700 yılları Babil İmparatorluğu, Mezopotamya’da hüküm sürmüştür) ve Hz. İsmail’in Allah’ın emri ile kurban edilişi ve insanların canlarına bedel olarak hayvanların kurban edildiği hükmü getirilmiştir. Hz. İbrahim’in ve Hz. İsmail’in sünneti Allah’ın emri olan kurban tam teşkilatlı olarak Hz. Muhammed SAV.e bildirilmiş, Kevser Suresi ile emredilmiş. Allah’ın resulü Hz. Muhammet SAV.in fiilen gösterdiği şekliyle de hiç bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Fıkhı usulleri –şartları- yapılacak işlemler ise R.SAV. tarafından bizlere bilfiil bildirilmiş ve gösterilmiştir.
HZ. İBRAHİM A.S.İN HZ. İSMAİL A.S.İ KURBAN ETME OLAYI
Kurbanın ciddiyetini ve öneminin anlaşılması için Müslümanların bu olayı bilmeleri önemlidir. Ve şimdi bunu en sahih doğru bir şekilde arz ediyorum:
Hz. İsmail’in Hz. İbrahim tarafından kurban edilişi hadisesine geçmeden önce Hz. İbrahim’le ilgili bazı hususların bilinmesi gerekir.
Yukarıda kısaca adı geçtiği gibi, Hz. İbrahim A.S. tahminen M.Ö. 1700 yıllarında Babil İmparatorluğu –ki Mezopotamya-Irak-Suriye-Ürdün-Arabistan ve Anadolu Harran Ovası Urfa ve civarında hüküm sürmüş olan kavimlere peygamber olarak gönderilmiştir. Tarihler genelde tahminidir. Ama Hz. İbrahim’in Babilliler zamanında yaşadığı kesindir. Babil krallarına da genel anlamda Nemrud veya Nümrud denmektedir. Bu kavim aya-yıldıza ve puta tapan bir millettir. Bu milleti irşad için ulu Allah onlara Hz. İbrahim’i uyarıcı olarak göndermiştir.
Semavi dinlerin (Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık) hepsinde köklü ibadet olan kurban olayının temel babası ve başlangıcı Hz. İbrahim A.S. ve oğulları peygamber olan Hz. İsmail ve Hz. İshak’tır.
(SÜRECEK)