KIZILAY VE DEPREM AHLAKI

Abone Ol

Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra çadır, gıda ürünleri ve kan ünitelerini satan Kızılay’ın bu tutumu karşısında doğrusu kulaklarımıza inanamadık. Dahası olay halkta büyük şaşkınlık yarattı.

Depremzede kardeşlerimiz açlıkla, soğukla, yakınlarıyla can pazarı yaşarken Kızılay da çadır, gıda ürünleri ve kan pazarlığı yapıyormuş. Demek ki deprem ahlakı diye bir ahlaki bilince de gereksinimimiz var.

Kızılay’ı öğrenciliğimizde okullar da sarı zarflarla tanırız. Üzerinde ayın hilali logosu çadırları ile tanırız. Kızılay Türk toplumunun gönlünde adeta zor ve dar zaman da uzanan el, kutsal yüce bir kurum olarak algılanırdı, herkesin gönlünde saygın bir yeri vardı.

AKP’li Cumhurbaşkanı “Kızılay nerede?” diye soranlara en ağır sözlerle; “Be namussuz, be ahlaksız, be adi” diye yanıt vermiştir.

Oysa Kızılay AHBAP’a 2050 çadırı 46 milyon liraya, TEB, (Türk Eczacılar Birliği’ne) 5 adet 76 metrekare çadırı 800 bin liraya, yine Michelin lastik firmasına tanesi 19 bin TL’ye, OPET’e de tanesi 19 bin TL’den, Arçelik’e ise 100 adet çadır için 2 milyon 242 bin TL’ye çadır satıyor. Bu kurumlar hepsi de oraya yardım için gelmiş. Kimisi bedava ilaç dağıtıyor. Kimisi sıcak yemek… Sunuyor.

Kızılay sadece çadır mı satıyor? Hayır, hayır, Cumhuriyet Gazetesi’nden Murat Ağırel’in bildirdiğine göre, halktan toplanan ikinci el eşyaları da satmış. Bitmedi gıda ürünlerini ve ünite ünite toplanan kanları da satmış.

Üzülerek belirtelim AKP iktidarı, cumhuriyetin pek çok saygın kurumu gibi bu kurumu da yozlaştırdı. Paranın ve ticari getirinin batağına soktular.

Deprem sonrası insanlar soğuktan titrerken çadır bile bulamazken, Kızılay’ın çadır satışını, hangi insani ve ahlaki değerle açıklayacağız. Kızılay yardım kurumundan öte holding haline gelmiştir. Ayrıca gazetelerin yazdığına göre “Elindeki malzeme ve gönderilecek yardımların da cemaat, tarikat, vakıf ve derneklerine” yönlendirdiği öne sürülüyor.

Sel, deprem ve yangın anındaki mağdur vatandaşlarımız, derdine yana dursun. Anımsayalım Kızılay Başkent Gaz’ın kendisine yaptığı 8 milyon dolar bağışı, Karaman’da 45 erkek çocuğuna yapılan tecavüzle ünlü, Ensar Vakfı’na aktarmıştı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ise; “Bir kereden bir şey olmaz” diye tecavüz olayını sıradan ve olağan hale getirmişti.

Suçluların telaşı içinde AKP iktidarı, yapılan yardımlara el koyarak AFAT mührünü basmaktadır. Örneğin Alman basınında yer aldığına göre; “Alman yardım çadırlarına, bizim logomuz silinerek AFAT logosu” yazılmıştır diye manşet yapmaktadırlar.

Olayın öfkeyle veya soru sorana küfürle üstü örtülemez. Ülkemiz insanının hafızasında Kızılay önemli ve saygın bir yer kaplıyordu. Son deprem olayında da gözler doğal olarak onu aradı. O ise ticareti ile ilgiliydi. İnsanlarımızı enkaz altında sadece deprem öldürmedi, sorumsuzluğun, beceriksizliğin ahlaksal çöküntünün payını da hesaplamak gerekir.

Kızılay’ın düştüğü durumu, toplumsal ahlakla anlatma olanağı yoktur. Cehaletten kurtulmak için kapanan okullarımızı açabilirsek, ilk fırsatta sanırım Deprem Ahlakı veya Afet Ahlakı diye yeni bir ders koyarak okutup, öğretmek gerekecek sanırım.