Cumhuriyet Halk Partisi Çorum İl Kadın Kolları Başkanı Özlem Güngör, bir ülkenin geleceğinin, kız çocuklarının ne kadar güvende olduğuyla da ölçüldüğünü belirterek, “Bir ülkenin adaleti, kız çocuklarının gözyaşlarıyla test edilir. Ve bir ülkenin iktidarı, çocuklarını koruyamıyorsa; o iktidar meşruiyetini yitirir!” dedi.
Özlem Güngör, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada İstanbul Sözleşmesi’nin CHP iktidarında yeniden yürürlüğe gireceğini bildirerek, “Kız çocuklarının hakkı, kağıt üzerinde değil, yaşamın içinde korunacak” ifadesini kullandı.
Güngör, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemiz, özellikle kız çocukları açısından telafisi mümkün olmayan hak kayıpları doğurmuştur. Bu çekilme; şiddete karşı mücadeleyi zayıflatmış, koruma mekanizmalarını geri çekmiş, toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden büyük bir yara açmıştır” şeklinde açıklamada bulundu.
Özlem Güngör’ün basın açıklaması şu şekilde:
“Bugün, bu ülkenin geleceğini büyütmesi gereken kız çocuklarının sesine ses verme günü. Ama bu topraklarda, her geçen gün bir kız çocuğunun sesi kısılıyor; her geçen gün birinin çocukluğu elinden alınıyor. Her kız çocuğunun güven içinde yaşama, eğitim alma ve korunma hakkı vardır. Ama bu ülkede kız çocuklarının yaşam hakkı, her gün biraz daha yok sayılıyor. Çocuklara yönelik davalarda verilen kararlar, bize adaletin değil, cezasızlığın hüküm sürdüğünü hatırlatıyor. 8 yaşındaki Narin Güran’ın davasında geçen hafta yeni bir gelişme yaşandı. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi, “suçluyu kayırma” suçundan ceza alan 12 sanık ile 3 çocuğa verilen hükümleri itiraz yolu açık olmak üzere bozdu.
Üç sanığın tahliyesine karar verildi. Yani, Narin’in ölümüne ilişkin dosya bir kez daha “bekletici mesele” haline geldi, adalet bir kez daha ertelendi.
Gözler Yargıtay’dadır; hâlen kesin karar verilmemiştir. Narin’in sesi hâlâ yankılanmalı, sorumluların önüne çıkmalıdır. Bu karar bir çocuğun adalet arayışının nasıl duvarlara çarptığının, suçlunun korunabileceği bir sistemin göstergesidir.
Tıpkı Leyla Aydemir gibi. 4 yaşında, 2018 yılında kaybolduktan sonra 18 gün boyunca arandı, sonra cansız bedeni bulundu.
Yıllar geçti, dosya hâlâ sonuçlanmadı. Yerel mahkeme sanıklar hakkında beraat kararı vermişti. Ancak Yargıtay, dosyada eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle beraat kararını bozdu. Dosyada daha önce sunulan ses kayıtlarının ve analiz edilmemiş delillerin önemine dikkat çekildi.
Bu karar, “davalar kapansın, suçlular cezasız kalsın” anlayışına verilen hukuki bir tepki oldu. Ama daha yol uzun, eksiklikler çoktur.
Bu davalar gösteriyor ki, devletin hakikaten “kız çocuklarını koruma” iradesi olmalı; aksi hâlde adalet; yarım kalır, güven sarsılır.
Çünkü, kız çocukları için adalet hâlâ bekleme odasında.
Ve Elazığ’da dört kız öğrencinin “rıza” denilerek istismarının gölgelenmesi…
Bu kararlar sadece mahkeme tutanaklarında kalmıyor; her biri toplumun adalet duygusunda derin yaralar açıyor.
12 yaşındaki bir çocuğun “rıza gösterdiğini” iddia etmek; akla, hukuka ve vicdana ihanettir.
Çocuk, çocuktur. Rızası olmaz!
Ve biz bu gerçeği unutturmaya çalışan hiçbir zihniyete sessiz kalmayacağız.
Türkiye’de 18-45 yaş arasındaki her 5 kadından 1’i çocuk yaşta evlendi. Çocuk yaşta evlenen her 3 kadından 1’i çocuk yaşta anne oldu ve çocuk yaşta evlenen kadınların yarısı ise fiziksel şiddete maruz kaldı.
Sadece 2024 yılında 9 bin 354 kız çocuğu evlendirildi. Bu tablo istatistik değil, utançtır. Kız çocuklarını büyütmek yerine evlendiren bir devlet, geleceğini küçültür. Biz bu utancı reddediyoruz. Çocuk gelin değil, çocuk! Çocuk anne değil, çocuk! Sadece çocuk!
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre çocukların yüzde 25’i hayatlarının bir döneminde fiziksel istismara uğruyor. Cinsel istismar vakalarının yüzde 70’inden fazlası, çocuğun tanıdığı biri tarafından işleniyor. Ve Türkiye’de sadece geçen yıl 40 binden fazla çocuk cinsel istismar dosyası açıldı. Ama binlerce fail hâlâ aramızda dolaşıyor.
Çünkü bu ülkede “rıza” denilerek, “ayıp” denilerek, “aile onuru” denilerek, istismar sessizlikle örtülüyor.
İktidarın suskunluğu, adaletin sessizliğiyle birleşince, kız çocuklarının güvenliği yerle bir oluyor.”
“Kız çocukları korkuyla değil, umutla büyüyecek”
Bunlar da ilginizi çekebilir