15 Ekim 1978'de Paris UNESCO evinde ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirisinin ilk iki maddesi şöyle başlıyor:
1.Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler.
2.Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan, öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır.
Geçtiğimiz günlerde patileri ve kuyruğu kesilerek öldürülen zavallı köpekten bahsedeceğimi sanırım anladınız. Böylesi bir vahşet nasıl bir kültürün, zihniyetin eseri olabilir. Üzülerek belirtelim ki, bazı kültürlerde ve yanlış dinsel inançlardaki anlayıştır. Bu inanca sahip olanlar; “köpeğin girdiği yere melekler girmez” veya köpek ‘’fasıktır’’ (günah işleyen), ‘’siyah köpek şeytandır’’ ya da ‘’köpek besleyenin kısmeti kesilir’’ gibi inanılması güç, aslında hiçbir dini inançla da ilgisi olamayan çağdışı görüşlere sahiptirler.
Hayvan hakları konusunda sicilimiz son derece bozuk. Sadece birkaç örnek bu durumu anlatmaya yeter sanırım. Basına yansıdığı kadarıyla, Sinop'ta köpekleri çöp kamyonu ile preslemek. Edirne Selimiye etrafındaki güvercinlerin zehirlenmesi, Muğla'da carettaların gözlerinin kör edilmesi, kurban bayramlarında elden kaçan hayvanlara yapılan işkenceler, yakalanamayan tosunun kurşunlanması gibi, saymaya devam edersek bu sayfaların yetmeyeceğini sanıyorum. İslam uygarlığında köpeğin adı “kıtmir”dir. Gerçek din bilginleri Hz. Muhammet’in Mekke’nin fethinden dönüşte yavrulamış bir köpeği görüp başına bir iş gelmemesi için köpeğin başına nöbetçi bırakarak, köpeğe şefkat gösterdiğini anlatırlar. Yine aynı din alimleri anlatır: Hz Muhammet, bir savaştan dönüşünde yol kenarında bir köpeğin öldürüldüğünü görür ve ‘’Ne de güzel gözleri varmış’’ diyerek üzüntüsünü belli eder.
Savunmasız hayvanları vahşice katledenleri hiçbir kılığa sokamıyoruz. Hitap edecek sözcük bulmakta da zorlanıyoruz. Sahte dinsel fetvalarla hayvanları katledenlere karşı, en iyisi sözü bir din alimi sayın Nazif Ay’a bırakalım: ‘’ Şayet Allah, yarattığı varlıklar arasından bir kısmını, mesela insanı, kontrolsüz ve sınırsız bir konuma yerleştirip, diğer varlıkları anlamamış ve haksızlık yapmış olsaydı kendisine tanrı denemeyeceğini muhakkak Allah da bilmektedir. Tıpkı, bir köpeği hakir görüp, hatta ona işkence edecek kadar sefil vaziyete düşen sözüm ona insan kılıklı varlıkların ne denli şeytani vasfa sahip olduklarını bildiği gibi.’’
Konuyu bir peygamber sözüyle bitirecek olursak, “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.”