Doğu Roma İmparatorluğunun yıkılışı M.S 476 yılında başlamış ve 11. Yüzyılın ilk çeyreğine kadar devam etmiştir.
Tarihçilere göre bu dönem karanlık çağ olarak adlandırılmıştır. Ancak Rönesans ve reform hareketlerinden sonra Karanlık Çağ sona ermiş ve Aydınlanma Çağı başlamıştır.
Teokratik (dine dayalı yönetim biçimi) heveslilerinin girişimleri nedeniyle, aylardır çeşitli kültür, sanat ve müzik festivalleri, konserler iptal ediliyor.
AKP’nin etrafını saran cemaatler ve tarikatlar, köktendinci İslamcı yaşam tarzını, toplumun tamamına dayatma sürecine girmiştir. 100 yıllık cumhuriyet Türkiye’sini yeniden karanlık çağa iade etme gayretlerine tanık oluyoruz.
Hafta başında sanatçı Gülşen Çolakoğlu’nun yasalara ve hukuka aykırı şekilde tutuklanması ve sonra da ev hapsine çıkarılması bu zihniyetin bir parçasıdır. Aslında Gülşen’in tutuklanması ile giyim, kuşam ve yaşam tarzına göre topluma bir gözdağı verilmek isteniyor. Gerçekte Gülşen sahnede giydiği açık ve erotik kıyafetlerden ve LGBT’ye verdiği destek nedeniyle tutuklanmıştır. İmam hatiplileri eleştirisi işin sadece görünen gerekçesidir. Tasvip edilir olmasa da, konunun tutuklamayı gerektirecek hukuki bir gerekçesi olmadığı halde.
“O imam hatip mezunu, sapıklığı oradan geliyor” sözlerini kullandığı için tutuklandı. Gülşen’in genelleme ifadesi eleştirilebilir. Hiçbir demokratik ülkede bu sözü kullandı diye kimse tutuklanmaz. Sonuçta Gülşen bu konudaki sözünü geri de aldığı halde.
İşin gerçek yüzü Gülşen’in sahnede giydiği açık ve erotik giysileri nedeniyle tutuklama istenemeyeceğinden, bir konserde kendi arkadaşlarıyla arasında geçen özel bir konuşmayı temel alarak tutuklama istenmiştir. Gülşen üzerinden Türkiye’nin tamamına yaşam biçimine bir saldırı yapılmış, topluma gözdağı verilmiş, şeriat denemesi yapılmıştır.
Olay AKP iktidarı yardımı ile tarikat ve cemaatlerin yargıya çöreklendiğinin kanıtıdır. Kara çarşaf, başörtüsü dururken, açık saçık giyinmek de neyin nesi oluyor? Anlayışının hortlamasıdır. Kadının özgürce giyinme hakkına bir saldırıdır.
Demokratik, laik bir hukuk devletinde, kadınlar kendi özgür iradesiyle, kara çarşaf giyeceği, başörtüsü takabileceği gibi, mini etek, açık giysi, yırtmaçlı etek, mayo da giyebilir.
AKP iktidarı, cemaat ve tarikatlar kadınların özgür giyiminden, cesur devinimlerinden öcü gibi korkmaktalar. Zira kadınlar onların dogmatik ruh hallerini ortaya koyuyor. Onların gözünde kadın mutfağa hapsedilmiş, tesettüre sokulmuş, dünyayı peçe arkasından seyreden varlıklar olarak algılanır.
Köktendinci, İslamcı, laiklik karşıtı eylemler, toplumu korkutmayı ve asimile etmeyi temel alırlar. Düşünmekten, sorgulamaktan, bilimden, sanattan, aydınlanmaktan öcü gibi korkarlar. Böylesi despot anlayışlara karşı susarak, uğraş vermenin olanağı yoktur. Dayatılmak istenen orta çağın (Karanlık Çağın) kör karanlığıdır.
Karanlık çağ özlemcilerine karşı, özgürlük ve adalet uğraşı bazen bedel ödemeyi gerektirebilir.
Cumhuriyetin kazanımlarının korunması karanlık çağa teslim olarak, biat ederek sağlanamaz. Aksine özgürlük ve adalet için uğraş gerekir, aklın ve bilimin ışığında yürümek gerekir.