Yazıya sık kullandığımız bir atasözü ile başladım. “Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu” sözünde sonra sözcüğünü, yeni çıkıyor oyunu diye güncelledim. Zira son yerel seçimler sonrası AKP ikinci parti konumuna düşünce, hormonlu ve yapay bir “yumuşama” süreci başlatmış, Sayın Özgür Özel 23 Nisan öğrencisi gibi Anayasayı ve AİHM kararlarını tanımayan dünya lideri karşısında, esas duruşa geçmiş, hızını alamayınca mecliste de aynı duruşu gösterelim diye milletvekillerine talimat vermiş, bazı milletvekilleri bu karara uymamıştı. Daha sonra da bu düşüncesini “Mesir Macunu” ikramı ile takviye etmişti.
AKP iktidarı daha doğrusu yerel seçimlerde uğradığı hezimet sonucu şoku “yumuşama” ile atlatacaktı. Yani Özgür Özel’in daha yeni gösterdiği “kırmızı kartı” halk AKP iktidarına yaklaşık bir yıl önce yerel seçimlerde göstermişti. Cumhuriyetin kurucu partisi CHP, halka yön verip onun önünden gideceği yerde, halkın karar ve iradesini tam bir yıl gibi geriden takip ediyor. Şimdi de belediyelere tek tek kayyum atanınca “yandım anam” türküsü çalmaya başladı. İlk “sarı danayı” ise Esenyurt Belediyesine atanan kayyumla kaybetti. Şimdi de Beşiktaş ve Akdeniz belediyelerine kayyumla devam ediyor.
Haliyle bunun arkası gelecek, AKP iktidarı meşru yoldan halk iradesi ile ele geçiremediği belediyeleri, devlet gücünü kullanarak uydurma bahanelerle muhalefet partilerinin elinden alıyor.
İktidarın belediyelere kayyum atarken en önemli gerekçesi “terör örgütü ile iltisaklı” imiş. Diğer yandan bazı belediyelerde “yolsuzluk, usulsüzlük” olayları varmış. İnsanın bunları duyunca gülesi geliyor. İktidar bugün “İltisaklı” dediği örgütün liderini TBMM’ne davet ediyor. Ayrıca AKP 22 yıllık iktidarında hiçbir AKP’li belediye yolsuzluktan yargılandı mı? Hepiciği sütten çekilmiş ak kaşık. Bir dönem iktidar pek çok kendi belediye başkanlarını görevden almıştı, peki neden? Suçsuzdu, neden halk iradesine el koydu? Suçluydu, neden yargılamadılar? AKP adaleti budur. “Yolsuzluk ve iltisak” sözcüğü kullanılıyorsa önce AKP’nin aynaya bakması gerekmez mi?
CHP ev ev, kişi kişi tek tek adım adım ülkeyi dolaşıp erken seçim bayrağını açmıyorsa olacağı budur. AKP erken seçime gitmek zorunda, ancak bunun koşullarını kendisi yaratmak, kıvama getirmek kaydıyla.
AKP’nin bir yıl önce başlattığı sözde “yumuşama” projesinin sonuçlarını yeni alıyoruz. “Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu” sözünün hikayesini anlatırsak daha iyi anlarız umarım.
Karaman kalesini kuşatan düşmanlar geceyi beklemeye başlarlar. O gece Karamanoğlu Beyliği'nin askerleri başka seferdedir. Kaleyi savunacak yeterli asker yok. Halk bir kurutuluş yolu bulmaya çalışıyor. Bir çoban söze karışır; “Karaman”da ne kadar koyun, koç varsa toplayalım boynuzlarına fenerler takıp, bu zifiri karanlıkta, bayır aşağı sürelim. Düşman, çok kalabalık olduğumuzu sanıp, kuşatmayı kaldırabilir” der. Karar verilir, boynuzları ışıklı sürü aşağı inmeye başlayınca düşman askerleri büyük bir ordunun üzerlerine geldiğini sanarak kaçmaya başlarlar. Durum sonradan anlaşılınca da iş işten geçmiş olur.
AKP’nin “yumuşama” oyununun sonuçları kayyumlarla çıkıyor. “Mesir Macununun” dozunu fazla kaçırdık dedim anlatamadık. Bir belirtisi olacağı belliydi.