KAİNATA İBRETLE BAKIP, HİKMETLERİ GÖRÜP, İBRET ALMAK - 5 -

Abone Ol

Eşek arısı; aynı çiçekle beslenir. Bunun yediği de zehir olur. Bu nasıl oluyor? Bu sır henüz çözülmüş değildir. Eşek arısı ile ilgili olan bir ilginç olay: Bir eşek arısı yumurtlayacağı zaman bir çekirgeyi zehirli iğnesi ile zehirler ve onu uyuşturur, ama öldürmez. Yani konserve yapar. Sonra uygun bir yere bir çukur açar, çekirgeyi oraya yerleştirir. Sonra yumurtalarını oraya bırakır. Ne zaman yumurtalardan eşek arısı yavrucukları yumurtadan çıkınca yiyeceklerini yanlarında hazır bulurlar ve konserve olmuş çekirgeyi emerek büyürler. Ana eşek arısı bir daha oraya uğramaz. O küçük arıcıklar büyür ve eşek arısı olurlar. Bu olay bazı hayvanlarda da vardır. Ama Bal arısı böyle bir şey yapmaz. Bu akılsız fikirsiz sandığımız eşek arısı bunu nasıl yapıyor. Buna sevki tabi diyorlar. Allah’ın verdiği kabiliyetle o işi yapıyor. Bunun başka bir izahı yoktur. Bu olayın daha ilginç olanı var;

Her hayvan cinsinin bir çok çeşitleri var. Bezuar; bir keçi cinsi. Bu keçileri kırsalda yılan ısırırmış. Bu durumda keçi bunun ilacının sütleğen bitkisinin acı suyu olduğunu bilir. Bu durumda binlerce bitki içinde arar, sütleğen otunu bulur, onu yermiş. Halbuki başka zaman o ottan uzar olurmuş. Sütleğenin akıttığı o su o yılanın akıttığı zehire panzehir olur, keçiyi o dertten kurtarırmış. Sütleğen otunun çok acı ve insanın bedenine sürüldüğünde korkunç yaralar açar, insanı zehirler. Nezle için buruna fazla sütleğen suyu akıtırlar. Bir arkadaşım bundan zor kurtulmuştur.

Sütleğen sütünün içinde Öforbon panzehir maddesi varmış. İşte bu yılan zehirinin panzehiri imiş. Hani ulu Allah; “Ben kainatta boş bir şey yaratmadım ki” (yunus 115) buyuruyorlar. İşte bu onun binlerce ispatından birisidir. Bu olayda şaşırtıcı olan şudur; bu keçi cinsi, namal günlük hayatında otlamasa da bu sütleğen otunu hiç yemeyip de yılan kendisini sokunca sütleğenin yılan zehrine ilaç olduğunu ve onu otu arayıp bulduğunu ve onu yediğini anlamak hiç bir teknolojik bilgi ile açıklamak anlamak mümkün değil. Bu olay keçinin beyninde oluşan ve on usütleğen otuna yönlendiren bir beyin hücresinin varlığı ve onu da ulu Allah’ın sevki tabi ile hayvanlara verdiği bir kabiliyetv e özelliktir. Bu bütün canlılarda olan bir üstün özelliktir. Bu özellik kalıtımsal, ırsi olarak veraset yolu ile anadan evlada geçen ilahi bir nimettir. Binlerce koyunun içinde kuzunun anasını, koyunun kuzusunu bulması da böyledir. Burada ananın ve kuzunun kokusundan koyun ve kuzu tarafından algılanması olayıdır. İşte bunu yaratan Hz. Allah’tır.

Şimdi, her gün insanların gözleri önünde meydana gelen, akıl fikir ermez bu olayları bakıp geçen kardeşlerimizi bu örneklerle uyarmak, bu ince hassas duygular hakkında fikir ve inanç iman sahiplerinin imanlarını güçlendirmek güzel düşüncesi ile bu örnekleri vermeye devam edeceğiz. İnşallah emeklerinizi zayii etmez, semeresini gösterir diye düşünüyorum.

Şimdi, herkesin gözlerinin önünde yüz yıllardır devam eden ve insanoğlunun dönüp bakıp geçtiği ama çok manidar ve ilginç olan bu olaylara ibret gözü ile bakıp, hikmetleri göremediği basit görünen çok ince hikmetleri yüce Allah’ın sonsuz kudretinin belgelediği ve ulu Allah’ın Kur’an’da 49 yerde bu ilginç olayları görüp bilip Allah’ı bulup iman etmez misiniz diye haykırırcasına bildirdiği olayları sunmaya devam ediyoruz.

Mesela; iki tür kamış: Birisi şeker kamışı, diğeri boru kamışı. Birisi yer alma, öbürü şeker pancarı.

Toprakları aynı su ile sulanıyor. Hepsine aynı bakım yapılıyor. Birisi içi boş boru, öbürü şeker içeren şeker kamışı. Bir isoğan, birisi sarımsak. Hepsinin tadı, kokusu, rengi biçimi ayrı ayrı. Benzerleri de bir (eşek arısı ile bal arısı gibi) bunları elle insan gücü ile yapmak mümkün mü. binlerce meyve, sebze, hayvanların cinsleri, tatları, renkleri, biçimleri hepsi ayrı ayrı. Eğer bunları bu özellikleri ile beraber insanoğlu yapıp birer fabrika kurabilselerdi, yeryüzünde dolaşacak yer kalmaz, her yer fabrika olurdu.

(SÜRECEK)