Ağacın dalları arasına sığınmış serçeler anladı, yol üstündeki servi çam anladı, topraktaki karınca katarı anladı, ormandaki börtü-böcek anladı, parktaki asırlık çınar anladı, gömütlükteki mermer anladı, kaldırım kenarındaki diken anladı, bağ arasında nazlı nazlı büyüyen nergis anladı, şairimiz Özgen Seçkin‘in TAŞ’ları anladı.
Bir sen anlamadın Salih, ezile ezile suyumuzun çıktığını.
Şamar bir yanağında patlayınca, yeter, diğer yanağını uzatma.
Bir sen anlamadın!
-"Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin,
-demeğe de dilim varmıyor ama-
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim! (N.H.)"
Gençliğimizde çok dinlediğimiz bir şarkısı vardı Yıldırım Gürses’in, anımsayalım ve güncelleyelim:
“Anla artık! Anla beni.“
Aç gözünü, gör olup bitenleri!
Üzüldün sen artık yeter.
Gelsin güzel günler geri.
Bu kadar ağır koşullarda yaşamak “mukadderat” değil! "Kader planı" hiç değil. Çözüm bizim ellerimizde, bir hafta sonra vereceğin oyla değişime büyük katkıda bulunacaksın. Kendi yarınını kurma yolunda ciddi bir adım atacaksın. Verilen sözlerin yerine getirilmesi yaşamı o kadar rahatlatacak ki; okullarımızda çocuklarımıza, torunlarımıza bir öğün yemek, emekli aylıklarımızda iyileşme yanı sıra yılda 2 kez birer maaş karşılığı bayram ikramiyesi, depremzedelere beş kuruş istemeden ev verilme sözü, demokratik parlamenter sisteme dönüş sözü vb …. Açıklanan metindeki 2300 maddelik yol haritası ülkede çok büyük bir değişim getirmeye söz veriyor.
Vakit henüz geçmiş değil, çözüm ellerimizde, gelecek haftanın başında güneşli, çiçekli baharı hep birlikte yaşayalım.
21 Mayıs 2023