Ülkemizin tüm kentlerinin cadde ve sokakları araç dolu.
Bunca araç yoğunluğu karşısında; “ne olacak bu ülkenin hali” demeden yapamıyor insan.
Dağ taş araç dolu ama otopark yok.
Yeni yeni apartmanlar yapılıyor, otoparkları yok.
Otoparksızlık, zaten keşmekeş olan trafiği daha da keşmekeş hale getiriyor.
Akıllanmıyoruz vesselam.
Sorumsuz insanlar, sorumsuz yöneticiler ülkesiyiz.
* * *
Bir süredir ülkemizin incisi İzmir’de idim.
İzmir de öyle.
İzmir’in cadde ve sokakları da sağlı sollu araçlarla dolu.
Arabaların üstündeki toza, pasa, kire bakılırsa; bazı araçlar, park edilmiş gibi değil de; uzun süredir oracığa bırakılmış, terk edilmiş gibi duruyor…
İzmir’in tarihsel nitelikli yerleşim merkezlerinin cadde ve sokaklarının genişliği malum; iki araç sağlı sollu park etti mi; tek bir aracın geçebileceği kadar bir yol(cuk) kalıyor.
Böyle bir durumda, bu tür yolları karşılıklı kullanmak durumunda kalan iki araç karşı karşıya gelince ne olur?
??!!...
Bizim ülkemizde, ülkem insanı, karşısından gelen aracın sürücüsüne, “geri git” der; diğer aracın sürücüsü de ona “hayır sen geri git” der; karşılıklı inatlaşılır.
O ona, diğeri ona derken; iş, önce karşılıklı kornalaşılmaya, sonra küfürleşmeye, daha sonra da kavgaya dönüşür.
Ama İzmir’de böyle olmuyor işte.
Durumu en uygun olan, karşısından tepki gelmeden, geri çekiliyor.
… …
Yayaları izliyorum.
Karşıdan karşıya geçmek durumunda olan yaya; kaldırımdan inip, yola adım atar atmaz, tüm araçlar duruyor ve yayalara yol veriyor.
Yine aynı şekilde aracıyla zor durumda kalan sürücüye de tüm araç sürücüleri aynı anlayışı gösteriyor.
İşte o an duygulanıyor; “işte uygarlık, işte uygar insan” diyorsunuz.
… …
Bir başka yaşadığım güzellik.
Cadde ve sokaklarda seyreden onca araç yoğunluğuna rağmen o kadar az korna sesi duyuyorsunuz ki, şaşırıyorsunuz.
Diyeceğim o ki; bu kültür, tüm kentlerimize yerleşmeli.
Bu saatten sonra yollarımızı genişletemeyeceğimize ve de bu araç yoğunluğunda; cadde ve sokaklarımızın, park adı altında, sağlı sollu işgal edilmesini önleyemeyeceğimize göre; bu kültürü benimsemekten; trafikte birbirimize anlayış göstermekten başka çaremiz yok.
İzmirli, bunu yapıyor.
Aldığı eğitimi, edindiği kültürü trafiğine de yansıtıyor.
Yani?
Yani pek çok alanda olduğu gibi bu konuda da uygarca davranıyor.
Bütün bunları görüp, yaşayınca; “İzmirli olmak böyle bir şey işte…” diyorsunuz.
Evet, “İzmirli olmak”…