İYİLER VE KÖTÜLER

Abone Ol

Çoğunuz “iyi” insanlarsınız.

Çevrenizdekiler de sizi “iyi” bilirler hani.

Bugüne dek hep sakin ve sessiz bir yaşam sürdünüz.

Hatta çekingen, biraz da sıkıcı, tekdüze bir yaşam…

Bu yüzden hep “kötüler” kazanır zaten.

Bu yüzden kolaydır “iyileri” alt etmek.

Birçok “kötü” tanıdım; hepsi de neşe küpüydü.

Girişken, pozitif ve etkileyiciydiler.

Zaten “kötüler” hep önde ve atak olur;

İyiler”se arkada ve pısırık…

Şöyle bir çevrenize bakın,

En heyecan verici ve eğlenceli insanlar hep “kötü”dür.

Paldır küldür konuşup, ağız dolusu gülerler.

“İyiler”e göre çok daha içten ve cana yakındırlar.

Çünkü inandırmak için öyle olmaları gerekir.

Oysa “iyi” olmanın böyle bir koşulu yoktur.

Hatta “iyi” biraz da sıkıcıdır.

Bu nedenle “iyilere” değil; “kötülere” âşık olunur.

Zaten, aşk denilen altüst oluş iyilere göre değildir;

Onunla ancak bir üçkâğıtçı başa çıkabilir.

Aşkın tadını da çıkaramaz “iyiler”;

Sessizce sarılıp uzanmayı aşk zannederler.

Tekdüze ve yavaştırlar.

Bu nedenle kadınlar, derdini “iyi”yle paylaşıp “kötü”yle sevişir.

Tutku, “kötülerin” işidir.

“İyiler” onunla başa çıkamaz.

“İyiliğin” tam tanımı nedir, bilir misiniz?

“Sessiz ve beyefendi bir insan”, bu kadar basit.

Bu nedenle de “iyi” olmak kolaydır.

Herkesin görmek istediği gibi yaşarsın; olur, biter.

“Kötü” olmaksa daha zordur, ayrıca beceri ister.

Öncelikle zeki, hızlı ve atak olmalıdır.

Aynı zamanda da aktif ve enerjik…

Üçkâğıtçı, “kötü”nün en sempatik ve başarılı türüdür.

İyi bir hatiptir, kolayca inandırır.

Konuştuğunda, “iyi”leri ağzına baktırır.

Kahkahası pirzola tadı, hüznü ölümün nefesi gibidir.

Yeteneklidir; rolünü yaşayarak oynar;

Zaten, her rolün adamıdır “kötüler”…

“İyi” olmak için “kötülük yapmamak” yeterlidir.

Oysa “kötü” olmak için “iyilik yapmamak” yetmez;

Ayrıca “kötülük yapmak” da gerekir.

“Kötü olmak” bu nedenle daha zordur.

Ve bu nedenle “kötüler” daha etkileyicidir…

“İyi”, “kötü”nün karşısında hep çaresiz kalır.

Çoğu zaman da pasif ve güvensizdir.

Filmlerde bile, kötüleşmeden “kötüyü” alt edemez.

Yeminini bozar ve kavgaya girer.

Oysa kavga asıl “kötü”lerin işidir.

Biz “iyiler”, perdedeki “iyimiz” kan döktükçe rahatlarız.

Ve “iyi” “kötü”yü yendi diye seviniriz.

Ancak, filmin sonunda hepimiz “kötü”yüzdür aslında.

Ama “kötü” olduğumuzu fark etmeyiz;

Hatta “kötü”lüğümüzle gurur duyarız.

Diğer “kötü”yü yendiğimiz için…

Bir “iyi” için en zor olan,

Kötüye “sen kötüsün” diyebilmektir.

Çünkü “iyi” utangaçtır.

Ayrıca, gönül yıkmaktan sakınır.

Hırsıza “hırsız” diyemez, hırsızın yerine utanır;

“Kötü”nün yerine yüzü kızarıp yerin dibine geçer.

Oysa o anda “kötüler” gününü gün etmektedir.

Onların yerine utanıp sıkılan “iyiler” var oldukça.

Güzel kıyafetleri, briyantinli saçları, resmi arabaları,

Siyah gözlükleri ve korumalarıyla utanmazca yaşarlar.

“Kötü”nün avantajı; “iyi”deki utanma duygusudur.

Bu duygu onu öylesine hassas hale getirir ki,

Ağzını açıp da “sen kötüsün” diyemez.

Oysa öylesine kararlı çıkmıştır ki “kötü”nün karşısına.

Ama olmaz, bir türlü yapamaz.

Çünkü “iyiler” hem korkak, hem de yufka yüreklidir.

Herkes için üzülür, herkese acırlar.

En çok da kendilerine...

Bilmem farkında mısınız, ey “iyi”ler!

Siz “daha iyi” olmak için çabalarken,

“Kötüler” yine kazanıyor, hep kazanıyor.

Siz susarken, siz sinerken,

Siz utanırken ve korkarken “kötüler” kazanıyorlar.

Ve siz “iyi” oldukça da kazanmaya devam edecekler…

Ama başkası elimizden gelmiyor azizim,

Çünkü büyüklerimiz “iyi” insanlardı;

Bize de hep “iyi” olmamızı öğütlediler.

Ee, biz de söz dinleyip “iyi insanlar” olduk.                                                

Ve çocuklarımıza aynı şeyi öğütlüyoruz.

Onlar da “iyi” olsunlar diye…

“Kötüler”se durumdan bir hayli memnun,

Çünkü “iyiler” olarak onlar için çalışıyoruz.

Hep kazanmaları ve “iyi”leri sömürmeleri için.

Öyleyse haydi “iyi” insanlar!

Haydi, sessiz, efendi, sıkıcı, korkak, utangaç,

Ama “iyi” insanlar!

Çalışın! Daha daha daha da çalışın;

Hem de çok çalışın!

Çünkü “kötü”lerin size ihtiyacı var..!   

(NOT 1: “kötü kötüler” konumuz dışındadır. Yani hem “salak”, hem de “kötü” olanları yazmaya bile değmez.)

NOT 2: Fikir olarak internetteki bir yazıdan yararlanılmıştır.

DÜŞÜNEN SÖZLER:

·İyi bir insan hem aptal, hem iyi olabilir. Ama kötü bir insanın beyni olmak zorundadır. Maksim Gorki

·Kötülüğün zaferi için gereken tek şey iyi kişilerin hiçbir şey yapmamasıdır. Edmund Burke

·Ne diye şeytana kızarsın? Bir iyilik yap da, o sana kızsın. TOLSTOY

·Bilin ki, ümmetimin en kötüleri, kötülüklerinin korkusundan dolayı saygı gösterilen kimselerdir. Şerrinden korkularak saygı gösterilen kimse benden değildir. Hz. Muhammed

·Sizden biriniz bir kötülüğü gördüğü zaman, onu eli ile değiştirsin, gücü yetmezse dili ile değiştirsin. Buna da gücü yetmezse kalbi ile buğuz etsin. Bu imanın en zayıfıdır. Hadis-i Şerif

·İyi hiçbir şey yapmayan, yeterince kötülük yapmış demektir. Alman Atasözü