İNSANLIĞIN DOĞAYLA MÜCADELESİ: PANAMA KANALI

Abone Ol

Panama Kanalı, yapımı 1914 yılında tamamlanan ve 25 bine yakın işçi ölümüyle sonuçlanan, Atlas Okyanusu ile Pasifik Okyanuslarını deniz seviyesinden 30 metre yükseklikte bulunan Gatun Gölü ile birbirlerine bağlayan asansörlü bir su yoludur.

Kanalın toplam uzunluğu 80 kilometredir. Güney ve Kuzey Amerika’yı birbirinden ayıran kanal, Amerika kıtasının Asya ve Avrupa ile ticaretini kolaylaştırmıştır.

Dünya ticaretinin önemli bir kısmını sağlayan Panama Kanalı, yıllık 1,5 milyar dolar getirisi, yapısı ve mimarisiyle mühendislik harikaları arasında yerini almıştır.

TARİHÇESİ

Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla prestij kazanan Fransız mimar Ferdinand de Lesseps 1876 yılında yeni bir kanal projesi için mühendis arkadaşları ile Panama’yı keşfe çıktı, ancak 3 arkadaşı Panama’nın çetin şartlarında hayatta kalamadı. Yine de pes etmeyen Ferdinand, 300 milyon dolara yakın sermaye ile Panama Kanalı Ortaklığını kurdu. 1881 yılında başlayan inşaat; Panama’nın zorlu iklimi, ciddi toprak kaymaları, sarı humma ve sıtma hastalıkları yüzünden aksamalara uğradı ve 20 bin işçi doğaya yenik düştü. Bu da, kanalın her bir kilometresi için yaklaşık 300 işçinin öldüğü anlamına gelmektedir.

Panama Kanalı inşası sırasında Fransız işçilerin ölümü nedeniyle, Mösyö Lesseps, kaybolan itibarını kazanmak ve işçilerin endişelerini gidermek için ailesiyle birlikte Panama seyahatine çıktı ancak aile fertlerinin tamamını orada kaybetti. Hisselerinin düşmesi ve işçi ölümleri dolayısıyla 1889 yılında şantiye faaliyetleri durdu ve Lesseps’in şirketi iflas etti. İflastan 5 yıl sonra Lesseps, 7 Aralık 1894’te Fransa’nın Guilly şehrinde 89 yaşında vefat etti.

1904 yılında proje ABD’ye 40 milyon dolara satıldı. Tıp sektörünün ilerlemesi ve ABD’nin proje üstünde 350 milyon dolardan fazla yatırım yapmasıyla hastalıklarla mücadele edilmiş, bataklıklar kurutulmuş, işçi kayıplarının önüne geçilmiştir.

Nihayetinde, Panama Kanalı 15 Ağustos 1914 yılında SS Ancon isimli yük ve yolcu gemisinin geçişiyle hizmete açılmıştır.

KANALIN ÇALIŞMA PRENSİBİ

Kanal, deniz seviyesinden 28 metre yükseklikte olan Gatun Gölü’nü, Pasifik ve Atlas Okyanuslarına kademeli olarak bağlar. Bu bağlantı, içi su ile doldurulan üç havuzda (lock) aşamalı olarak gerçekleşir. Deniz seviyesindeki geminin ilk lock’a giriş yapmasının ardından kapaklar kapanır ve Gatun gölünden buraya su akışı sağlanır. Bir süre sonra suyla birlikte on metre yükselen gemi, birinci ve ikinci lock’taki su seviyesi eşit olduğu anda, kapakların açılmasıyla lokomotifler tarafından ikinci loka çekilir ve 3. lock’un tamamlanmasının ardından gemi göl seviyesine ulaşır. Göldeki yolculuğunu tamamlayan gemi çıkış lock’una ulaşır ve 30 metrede olan su yüksekliği, suyun bir sonraki lock’a aktarılmasıyla kademeli olarak deniz seviyesine düşer ve gemi, kanaldaki yolculuğunu tamamlar.

Kanal yolcuğu 9 ila 15 saat arası sürmektedir. Kanalı kullanma ücreti, geminin tonajına göre 40 ila 200 bin dolar arasında değişmektedir.

Kanaldaki suyun devridaimi için yağmurun olması şarttır. Günümüz teknolojisiyle göldeki su seviyesini belirli bir seviyenin üstünde tutmak, göle su taşımak, arazi şartlarından ve enerji maliyetlerinden dolayı imkansızdır. Göldeki su seviyesinin düşmesi, kanalın işlevini kaybetmesine sebep olur, ancak Panama, bulunduğu konum itibariyle tropikal iklime sahiptir. Bu yüzden göldeki su, istenen seviyede kalabilmektedir. İnsanoğlunun doğayla savaşının mühendislik ve mimari ile sağlanan zaferi olan Panama Kanalı’nın toplam maliyeti 640 milyon dolardır.

Mobil’ci arkadaşım Kaptan Musa Ali Doğan, “Özata Panama kanalından 4 defa geçtim, kanal öylesine dar ki, geçişlerde gemiden elimi uzattığımda yandaki duvara değiyordu.” dedi.