İNSANLARIN RUH SAĞLIĞI BOZUK

Abone Ol

Bu bir gerçek, insanlar günbegün daha öfkeli ve her an, her vesile ile kavgaya ve tartışmaya daha çok teşne.

Birçok olay, TV kanallarında ve gazete haberlerinde yer alan olaylar bunu doğrular bir mahiyet arz etmektedir.

Eczacıların dediklerine göre kullanılan antidepresan ilaçlarının sayısı da artmaktadır.

Şiddete bu kadar temayülün elbette ki birçok nedeni var. Bunu bir tek nedene bağlayarak bir hüküm vermek çok büyük ölçüde yanıltıcı olacaktır. Bu soruna teşhis koymak ve tedavi etmek hususundaki çalışmalara  istenen kıvamda kanalize olunamazsa, beklenen sonuçları alma konusunda yapılanlar eksik ve yetersiz kalacaktır.

Elinde silah ile gezen insanlar, hapisten çıkıp eski eşlerini öldüren insanlar, trafikte arabasından inip elindeki sopa ile kavga eden insanlar; kıraathanelerde, lokantada çıngar çıkartan, cam çerçeve döken insanlar, anne katili olanlar ve daha kimler…

Daha çok örnek vermek mümkün, ama bunun bir de sakıncası var.

Asıl anlatmak istediğimiz olaya gölge de düşebilir.

Şu bir gerçektir ki insanın ruh sağlığı ve sinirleri bozuk ve suç işlemeye çok meyillidir. Tahammül, efendilik azaldı, törpülendi.

Tabii  bütünü için söz konusu değil. Bütüne teşmil etmek çok yanlış olur ve bizi de bir doğru değerlendirmeden alıkoyar.

Kimi uzmanlar bunları uzun süren pandemi sürecine değinerek izah etmeye çalışıyorlar. Her ülke bu konuda büyük bir çaba verdi.

Bu süreç içinde ilgililer birtakım yasaklar getirdiler. Eve kapanmalar yaşandı. Hayatın doğal akışı bozuldu.

Yeni bir yaşam tarzına yönelindi. Çalışma hayatında bir başka yol denendi. Evde çalışma, internet yolu ile bir yol, güzergahı izlenerek birtakım ihtiyaçlar karşılanmaya çalışıldı ve buna bir de özen gösterildi.

Birçok iş yeri iş yapamaz hale geldi, kapandı. Bu büyük bir sıkıntı idi.

Pandemi ile birlikte insanlarda bir kaygı ve endişe başladı. Evlat, babası ile görüşemiyordu. Onun ihtiyaçlarını ancak pencereden konuşmak ile, o sıcaklık ve şefkat hislerinden uzak; ''Aman o yaşlı kimselere bulaştırmayayım.'' düşüncesi ile tedirginlik içinde idiler.

Eğitim aksadı, ''online eğitim'' eğitimli çocuklar bir kayıp yaşadılar ve bu bir gerçek ki çocuklar gerçekten bir kayıp yaşadılar. Yapılacak olan yapıldı, ama yeterli değildi.

Çocuklar oyun oynayamadılar. Eve kapanıp aile bireyleri ile daha çok birlikte oldukları için kimi kez bazı sürtüşmeler, tartışmalar yaşadılar. Sinirler gerildi.

Bir de bunların üstüne aşı karşıtlarının abuk subuk iddiaları eklendi. Milleti bu iddialar ile aşıdan uzak kılma gibi bir tehlike içine attılar.

Bir şey olmayacağını söyleyen kimi insanlar eğlendiler ve partiler yaptılar. Mikrobun yayılmasını ve bununla savaşı zora soktular.

Ekonomik zorluklar da baş gösterdi.

Bunların her biri eklenince insanlar sinir küpü haline geldi.

Kavga gürültü arttı.

Vakalar git gide arttı, ölenler var.

Doktorlara olan saldırılar, vatan millet tekme tokat girenler...

Ne oluyor yahu?

Prof. Dr. Arif Verimli; ''İl ve ilçelerdeki her hastaneye psikolog ve psikiyatr eklenmeli ve onların hizmetleri de verilmelidir.'' dedi konuşmasında.

Ben de hak veriyorum, esemeye yakındır.

Yeter ki çözüme yaklaşılsın.