HIZLA AKIP GEÇEN ZAMANA İNAT COŞKUYLA, İNSAN GİBİ YAŞAMAK

Abone Ol

“Çorum’un Yaşayan Efsanesi”…
Çorum’da tartışılmaz unvanların başında, Rifat Abi’nin, Dr. Rifat Patır’ın bu unvanı geliyor bana göre. 
Çocukluğumuzun “fakir babası” Doktor Ürüfet’i…
Doktora muayene için parası olmayan köylünün-kentlinin “Rifat Baba”sı…
1970’li yıllardaki gazetecilik dönemimden de tanışıyoruz, ama asıl yakınlaşmamız ÇORUM HABER’in ilk yıllarında oldu. Anılarını, gazetede günlerce yayınladım. Sonra bunları bir kitapta topladık, adı “Bir Eski Zaman Şövalyesi”…
O’nun şövalye ruhunu, kitabın adında ifade etmeye çalıştım. 
*
O Kartal Tepesi’nde kaç kez oturduk ve kaç kez musikinin sihriyle muhabbetin hazzına vardık, sayılacak gibi değil. 
1990’lı yılların sonuydu, merhum Dr. Sedat Terlemez ve merhum Salim Koçak’ın öncülüğünde, “erfene geceleri” düzenledik Kartal Tepesi’nde…Ayda bir toplanıp, sanat müziği ile gönül bahçelerimizi şenlendiriyorduk. Her toplantının yeme-içme işini içimizden iki kişi üstleniyordu. Zaten bunun için “erfene” deniyordu. 
Kış döneminde, Kartal Tepesi’nin salonunda çok sigara içilmesi ciddi bir sorun olmaya başlayınca, bir kural konuldu: Birinci sigara serbest, ikinciden itibaren içilen her sigaranın cezası 10 lira…
Bir gün Vali Atıl Üzelgün’e de bahsettim bu musiki buluşmalarımızdan…
Zaten gerçek bir kültür ve sanat adamı…
“Ben de katılmak isterim” dedi.
Nitekim bir toplantımıza geldi. O sıralar Vali Bey çok sigara içiyor. Kuralı kendisine hatırlattık. İkinci sigaradan itibaren, cezasını masaya koyup sigarasını içti. 
Bir sonraki gelişinde ise, hepimizi gülme krizine sokan esprisini patlattı. 
Cebinden çıkardığı “Birinci” sigarasını masanın üzerine koydu; “Birinci sigara serbest demediniz mi?”…
Yeni kuşaklar bilmez, o dönemlerde  Birinci, İkinci, Üçüncü diye her keseye uygun ucuz sigaralar da üretiyordu Tekel…
*
Rifat Abi ile Pazar günkü buluşmamıza, eşim Hülya Yolyapar’la birlikte gittik. Nüfus kaydına geçmiş değil, ama eşim bazı durumlarda, Kerman-Kalelioğlu soyundan geldiğini ifade edebilmek için “Hülya Kerman Yolyapar” demek zorunda da kalabiliyor. 
Çünkü, Kerman ve Kalelioğlu soyadını taşıyan, rahmetli olmuş Çorum’un pek çok değerini Rifat Abi yakından tanıyor. 
Çorum’un musiki üstadı Halil Özçelebi ile Selda-Hüseyin Erdost çifti, günün diğer konukları…Selda Erdost, harika sesiyle bu kentin en değerli solistlerinden biri olduğu gibi, aynı zamanda da koro şefi…Avukat Hüseyin Erdost ise çok güzel saz çalıyor, yine çok güzel türkü okuyor. 
*
Sohbet ilerledikçe, Çorum’da “devletin valisi” ve “kültür insanı” olarak belleklerde yer etmiş, çok değerli dost Atıl Üzelgün’ün adını sıkça anmaya başlayınca, ben hemen telefona sarıldım.
Yalıkavak’taki yazlıklarından Ankara’ya yeni dönmüşler. Rifat Abi’yi sordu, çok iyi olduğunu söyledim ve kendisiyle de görüştürdüm. 
Halil Özçelebi’nin udu eşliğinde Selda Erdost’ın söylediği “Sen hep beni mazideki halimle tanırsın” şarkısını videoya çekip kendisine de gönderdim. 
O da bana, Can Yücel’in bir şiirini attı, “Tam bize uygun bir şiir” diye…
Tanıyanlar çok iyi bilir, Atıl Üzelgün valimiz, bas bariton sesiyle çok güzel şiir okurdu. 
Can Yücel’in şiirini ben de masaya okudum:
Kim demiş?/Unumuzu elemiş,/Eleğimizi asmış iken,/İki otuzu devirip/Altmışını aşmışken,/Feleğin çemberinden/Yüz akıyla geçmiş,/Derdi kederi/Tam ardımıza atmışken,/Nereden çıktı bu yaşlılık?/Oysa biz/Emek verip,/Hesap verip,/Bin bir zorlukla/Hayattan yaş aldık../Kim demiş yaşlandık?/Gönlümüze girip baksalar/Ruhumuza hâl-hatır/sorsalar,/Saçımızdaki akları/Yaşanmışlıktan saysalar,/İçimizdeki çocuğu görseler,/Ahhh bunları bir bilseler../Çocuklar büyümüş,/İşler görülmüş,/Bitmiş çoluk-çocuk,/İş-güç kaygısı,/Geriye yaşamak kalmış../Sahi kim demiş?/Bizler yaşlanmışız!/Bedelini ödeyip,/Hayattan yaş almışız..
*
Zeren Üzelgün, Çorum Şehit Ailelerine Yardım Vakfı’nın Başkanı idi. Ben de Yönetim Kurulu Üyesi…O yıllardan beri Zeren Hanımefendi’ye “Başkanım” diye hitap ederim. 
Atıl Bey’le konuşurken, Başkanım da, “Birinci sigarası götürdüğün yer mi?” diye soruyordu. 
Evet, tam da orası…
Rifat Abi’nin hep gönül dostlarına açtığı o muhteşem mekân...
Şırıl şırıl akan tertemiz bir dere gibi akıyor şarkılar…
Dostluğu, sevgiyi, saygıyı, güzellikleri paylaşmak ne harika bir şey…
Can Baba’nın dediği gibi, bedelini ödeyip almışız bu yaşları hayattan…
Yaşa takılmak yok, sadece yaşamak var…
Sevgiyi ve umudu yüreğimizden hiç eksik etmeden, hızla akıp geçen zamana inat coşkuyla yaşamak, insan gibi… 

Kartal Tepesi’nde bir “musiki buluşması”…


Kartal Tepesi’nde kısa bir bahçe keyfi…

Salonda “muhabbet masası”…


Selda Erdost, üstat Halil Özçelebi’nin udu eşliğinde güzel sesiyle -deyimin tam anlamıyla- mest etti. “Beni canımdan ayırdı, gönlümü yıktı temelden” isimli şarkının videosunu ise sosyal medya hesabından dostlarıyla paylaştı.