Ahmet Saatcı, Genel Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Derya Uğur'un tıp fakültelerinde eğitim kalitesinin çok düştüğü, kontenjanların artmasıyla, öğretim görevlisi başına düşen öğrenci sayısının arttığı, artan kontenjanların uygulamalı tıp eğitimini zora soktuğu, tıp fakültesi öğrencilerinin ‘hasta bile görmeden’ mezun oldukları açıklamasının yersiz ve kabul edilebilir olmadığını söyledi.
“EĞİTİMİ BİNALAR VERMİYOR”
Söz konusu haberin Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan ve vatandaşlara hizmet eden başta hekimler olmak üzere vatandaşlara hakaret olduğunu belirten Saatcı, “İlimizde daha önceden fen edebiyat fakültesi binası olarak hizmet veren bina, tıp fakültesine tahsis edilmiştir. Tıp fakültesine tahsis edilen binanın, tıp eğitimine engel olan bir eksikliği varsa bu eksiklik dile getirilmiş olsaydı, üzüm yeme amaçlı bir haber olduğu düşünülebilirdi. Ülkemizde herhangi bir üniversitenin tıp fakültesine öğrenci kabulüne başlayabilmesi için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının talep ettiği asgari fiziki koşullar vardır. Sınıflar, laboratuvarlar, kütüphane, spor salonu gibi birçok koşulu olan yükümlülükler sağlanmıştır. 2017 yılında ise Hitit Üniversitesi tarafından söz konusu koşullar en iyi şekilde sağlandığı için öğrenci kabulüne başlanmıştır. Tabi ki fiziki koşullarda daha da iyileştirilmesi gereken konular olabilir ve bunun ile ilgili çalışmalar da devam ediyor. Eğitimi veren binalar değil, öğretim elemanlarıdır” dedi.
Bu tip haberlerin masa başında değil, fiziki ve donanım koşulları ile ilgili yerinde gerekli inceleme, araştırma neticesinde yapılması gerektiğini ifade eden Saatcı, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Bilindiği üzere tıp fakültelerinde 1. 2. ve 3. sınıfta yapılan teorik eğitimler ve laboratuvar uygulamaları Ayrıca öğretim üyesi kadrosunda ve eğitim sisteminde ne gibi niteliksel eksiklikler olduğu konusuna ise hiç değinilmemiştir. Esas konu olan hasta başı uygulamalı eğitim ise 4, 5 ve 6. Sınıflarda olup, bu eğitim 800 yatak kapasiteli, fiziki ve teknolojik açıdan oldukça donanımlı ve bunun yanı sıra akademik alt yapısının birçok tıp fakültesinden çok daha iyi noktada olduğu bir ortamda alınmaktadır. Özellikle öğrencilerin hasta başındaki uygulamalı eğitimdeki tatminlerinin ise üst düzeyde oldukları izlenmektedir. Çünkü hasta sayısı mevcut öğrenci kontenjanı için oldukça yeterli olup, tüm anabilim dalları hasta başı eğitimine büyük önem vermekte ve zaman ayırmaktadır. Mezun olan öğrencilerin de en önemli geri bildirimi teorik bilgilerin yanı sıra verilen hasta başı eğitiminin etkinliği ve kalitesi yönündedir.
Aynı zamanda hastanemizde 23 anabilim dalı uzmanlık eğitimi vermekle yetkilendirilmiş olup 174 hekime tıpta uzmanlık eğitimi verilmektedir. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ilimizde 2017-2018 yıllarında eğitim görmeye başlamıştır. Bunun yıllar sonra haber yapılması ise anlamsız ve manidar bulunmuştur. Tıp fakültelerinde bulunması gereken ancak Hitit üniversitesi Tıp Fakültesi'nde hangi laboratuvar, kütüphane, araç gereç donanım vb. bulunmamaktadır.”
“HEKİM SAYIMIZ AVRUPA’YA GÖRE YETERSİZ”
Bu tip haberlerin çamur at izi kalsın mantığıyla yapıldığını ileri süren Saatcı, “İlk öğrencilerini 21 kişi olmakla beraber Gazi Üniversitesi işbirliği ile 2009-2010 yılında almıştır ve ilk mezunlarını 2015-2016 yıllarında vermiştir. 2017-2018 yıllarında ise Çorum’da öğrencilerle eğitime başlanmıştır. Bu nedenle tıp fakültemizi 40-50 yıllık tıp fakülteleri ile kıyaslanması objektif bir değerlendirme olamaz. Kısa dönem önce açılan tıp fakülteleri ile mukayese edildiğinde Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin yerinin hiçte küçümsenemeyeceği açıktır. Eksiklik olan hususlar varsa somut olarak dile getirilmeli ve çözüm için yetkililer göreve davet edilmelidir. Tıp fakültemizin her geçen gün geliştiğini, ideal anlamda olması gereken eksiklerinin ise hızla gidermeye çalıştığını görmekte ve gözlemlemekteyiz. İlimize tıp fakültesinin kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Tıp fakültemizden mezun olup, hasta sağlığına özveri ile hizmet eden hekimlerimize minnettarız.
Ülkemiz nüfusu baz alındığında ve Avrupa ülkeleri ile mukayese edildiğinde nüfus başına düşen hekim sayımızın yetersiz olduğu açık ve aşikardır. Bu nedenle Avrupa standartlarında nüfus başına düşen hekim sayısı oranında öğrenci kontenjanlarının ve öğretim kadrosunun artırılması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bugün ülke olarak halk sağlığı sorunundan ziyade hekim azlığı sorunundan bahsedilebilir.” açıklamasında bulundu.