HAYATIN GAYESİ VE ÖLÜM GERÇEĞİ-1

Abone Ol

İnsan en mükemmel bir varlık olarak yaratılmakla beraber, imkanları sınırsız değildir. Emeli uzun ama ömrü kısa, süresi azdır. İnsan için marifet az zamanda çok iş başarmaktır. Sınırlı güce sahip olan bizler, kainatta olan her mevcudu görüp bilemiyoruz. Çünkü "Mevcudat, meşhudattan ibaret değildir." Yani; "Kainat bizim görebildiklerimiz ve bilebildiklerimizden ibaret değildir" Durum böyle iken, Hz. Allah (cc) şu kainatta ne varsa hepsini ama hepsini biz insanlar için, insanı da kendisi için yaratmıştır. Bu çok önemli bir gerçektir. İnsanın üstünlüğü onun diğer varlıklarda olmayan (akıl, fikir vs.) üstün özelliklerinden ileri gelmektedir. Bu özellik bedeni ve ruhi üstünlüklerdir. Örneğin, insan bir bilgi hazinesidir. Bu bilgileri Yüce Allah (cc) Hz. Adem'in (as) zihnine yerleştirmiştir. Tevarüs (babadan oğula geçiş) yoluyla da kıyamete kadar gelecek insanlarda onların gayretleri ve çalışmaları nispetinde ortaya çıkaracaktır. Bu gerçek Kur'an-ı Kerim'de şöyle dile getirilmektedir. "Allah Hz. Adem'e bütün isimleri (ilimleri) öğretti" (1) şeklinde bildirilmiştir. İnsanın yüceliğini "Biz insanı en güzel surette ve biçimde yarattık" (2), "Biz insanoğlunu şerefli bir varlık olarak yarattık, Karayı ve denizi onların emrine verdik, onları sayısız güzel nimetlerle rızıklandırdık ve yaratıkların en üstünü kıldık" (3) buyrulmuştur. İnsanın üstünlüğü Kur'an ayetleri ile bildirilmiş olmakla beraber aklen ve tecrübe ile sabitlenmiştir. 10 ton ağırlığındaki bir fili 10-12 yaşlarında bir çocuk çekip götürüyor, koca fil ufacık çocuğa itaat ediyor. Yani Allah (cc) fili çocuğa boyun eğdiriyor. 50 ton ağırlığındaki balinaları insanlar avlayabiliyor. Nice vahşi hayvanları, aslan, kaplan, yılan ve canavarları eğitimle uysallaştırıp insana itaat ettirebiliyor. 1000'lerce ton yük taşıyan gemiler, trenler, uçaklar, füzeler vs. insanlar tarafından yönetilip, yönlendirilebiliyor.

Demek ki, insan aklı, fikri ve gücüyle üstün bir varlıktır. İnsanın en zayıf noktası, kırılgan halkası Allah'ın (cc) kendine verdiği bunca nimetlerin kadrini bilmeyişi, bunları kötüye kullanıp nankörlüğe düşmesidir. Bu gerçek Kur'an'da "Cenabı Hakk'ın nimetlerini saymaya kalksanız bitiremezsiniz. İnsanoğlu zalim ve nankör, iyilik bilmezdir" (4) şeklinde bildiriliyor. Diğer bir ayette "Allah yeryüzündeki her şeyi sizin için yarattı" (5) buyuruyor.

Peki insan niçin nankörlük yapar? Çünkü insan nefis ve şeytanın kötülüğüne maruzdur. Onların iğvasına (kandırmasına) kulak verenler nankörlüğe düşerler. Bu da insan için bir sınavdır. Çünkü bu dünya bir imtihan yeridir. "Nefis devamlı kötülüğü emreder" (6) Demek ki nefis, şeytan ve şeytanlaşmış insanlar "bu serüvenin aktörleridir" (7) İsna 26-27. Bunca nimet , şeref, güç ve kuvveti bize veren Yüce Allah bizlerden ne istiyor? Her nimet bir külfet karşılığıdır. Dünyada her şey mütekabiliyet (karşılıklılık) esasına dayandığına göre selam vermeyene "Aleyküm selâm" denilmez. Ekmeyen biçmez, iş çalışmakla elde edilir. "Dünya ahretin tarlasıdır" hadisi şerifi bu gerçeği bildirir.

1. Bakara Suresi 31, 32, 33

2. Tin Suresi 4

3. İsra Suresi 70

4. İbrahim Suresi 34

5 .Bakara Suresi 29

6. Yusuf Suresi 53

7. İsra Suresi 26-27

(SÜRECEK)