HANİ TÜRKLER GÖÇEBE BİR KAVİMDİ?

Abone Ol

Biz Türkler tarihimizi “Maksatlı Batılı Kaynaklardan” öğrendik ve öğreniyor; onlar ne söylerse ona inanıyoruz.

Onlar “Siz barbar(mış)sınız” diyor, tamam diyoruz.

Onlar “Siz ilkel kavimlerden oluşan, göçebe kavimler(miş)siniz” diyor, ona inanıyoruz.

Sözün özü geçmişimize sahip çıkmasını beceremiyoruz.

*    *    *

Bakın ne anlatacağım size…

M.Ö. 200…

Bundan tam 2200 yıl önce…

UYGUR TÜRKLERİ tarafından yapılan, Tanrı Dağlarından topladığı suyu, 6000 Km. çölün altından, TURFAN şehrine getiren mühendislik dehası…

Turfan ‘da bulunan Türk Mühendislik Harikası Karız Kanalları; Orta Asya’nın Turfan bölgesine yapılmış olan eski yeraltı su şebeke sistemidir.

Dünya uygarlık tarihinin en önemli yapılarından biri olarak kabul edilen bu kanallar, Uygur Türkleri tarafından çölün altına inşa edilmiştir.

Yaklaşık 2500 yıl önce çölün altına inşa edilen bu muazzam yapılar, Çin Seddi kadar uzundur.

Şimdilerde Çin tarafından müze haline getirilerek ziyarete açılan bu kanallar Tanrı Dağları’ndan topladığı suyu, çölün altından geçirerek Turfan’daki yerleşim birimlerine götürmektedir.

Tanrı Dağları ve Turfan Bölgesi arasındaki kısım, aşırı sıcak çöllerden oluşmaktadır.

O nedenle suyun buharlaşmasını önlemek için bu kanallar yerin altına inşa edilmiştir.

Dünyanın ikinci uygarlık harikası olarak kabul edilen bu yapı, 6000 kilometre uzunluktaki Çin Seddi’nden sonra ikinci sırada gelmektedir.

Çölün altına bir ağ gibi örülmüş olan bu kanalların toplam uzunluğu 5000 kilometrenin üzerindedir.

Derinliği 110 metreden başlayan kanallarda belli aralıklarla kuyular açılmıştır.

Bu kuyular 90, 80, 70, 60 en son Turfan’da da 10 metrenin altına inmektedir.

Ve bu kanalların tamamı yerçekimi kuvveti ile çalışmaktadır.

Milattan önce 500’lü yıllarda Uygur Türkleri tarafından yapılan bu kanallar, Uygur Türklerinin eriştiği uygarlığın göstergesidir.

Kanalların eğimi, açısı, suyun akışının sağlanması, suyun doğru yoldan gitmesi için ileri düzey matematik, fizik ve mühendislik becerileri kullanılmıştır.

Tanrı Dağları’nda eriyen karların ve yeraltı su kaynaklarının birleştirilmesi sonucu Turfan bölgesine; günde 858 metreküp su taşıyan bu kanallar ile su getirilmiştir.

Deniz seviyesinin altında kalan tarım alanları, köyler ve yerleşim merkezlerinin su ihtiyacı da bu yöntemle karşılanmıştır.

*    *    *

Kanalların inşasında kullanılan teknikler, Türklerin ileri düzey bir uygarlığa eriştiğinin en güzel kanıtıdır…

Uygur Türkleri tarafından yaratılan bu büyük eser; Maksatlı Batı tarafından, göçebe, barbar bir ulus olarak empoze edilmek istenen Türklerin, aslında uygarlığın öncüsü bir ulus olduğunun en önemli kanıtıdır.

Bu büyük eser, o dönemin ustalarının da (Sümerler tarafından bulunduğu söylenen matematik bilimine) milattan önceki o tarihlerde sahip olduklarının bir göstergesidir.

Ve yine ayrıca bu bulgular, ilk tarım toplumlarının Orta Asya’da oluştuğunun da bir kanıtıdır.

Turfan bölgesinde birbirinden farklı uzunluklara sahip 1000’den fazla Karız Kanalı yer almaktadır.

Kanalların her birinde dik kuyular, yeraltı kanalı, yer üstü kanalı ve barajlar bulunmaktadır.

Kanalların inşası sırasında işçilerin hava alabilmesi ve çıkarılan toprağın, çamurun boşaltılması için 20 ile 30 metrelik aralıklarla dik kuyular açılmıştır.

Kanallarda bulunan barajlar ise su miktarını ayarlayan su deposu işlevini görmüştür.

Günümüzde müze haline çevrilen bu kanallar sorunsuz bir şekilde çalışmaya, su taşımaya ve Turfan bölgesi için hayat kaynağı olmaya devam etmektedir.

*    *    *

Biz Türk tarihini maksatlı Batılı Ülkelerin bize verdiği bilgilerden öğreniyor, geçmişimizin öyle olduğunu sanıyoruz.

Biz Türkler, çıkar çevrelerinin bize ve tüm dünyaya lanse ettiği gibi biz göçebe, barbar ve asalak bir toplum değiliz…

Geçmişimize dil uzatılmasına izin vermeyelim.