Tahtını ve tacını istemeyerek bırakmak zorunda kalan Vahdettin, 16 Kasım 1922'de İstanbul İşgal Orduları Komutanı General Harrington'a, "İstanbul'da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere devletine sığınır ve bir an önce başka bir yere götürülmemi talep ederim efendim. Müslümanların Halifesi Mehmet Vahdettin." diye kısa bir mektup yazarak, İngilizlerden sığınma talep etmiştir.
Bundan tam 100 yıl önce Vahdettin; Anadolu’da 1. Dünya savaşında yüzbinlerce Mehmetçiğin kanını döken, ülkemizi Yunanlılara peşkeş çeken, İstanbul’u işgal eden İngilizlere sığınarak kaçtı. Tarih; 17 Kasım 1922, yer Yıldız Sarayı, saat 04,00, Cuma günü.
Vahdettin’in yanında Tarihçi Sinan Meydan’ın aktarmalarına göre; 9 yaşındaki Şehzade Ertuğrul Efendi ve 10 kişilik kafilesi de vardı. O günden bugüne hep tartışılır, Vahdettin hain mi? Değil mi? Bu konuda en güvenilir tarihsel belgelere bakalım.
M. K. Atatürk 25 Eylül 1922’de TBMM kürsüsünden haykırıyor. Vahdettin’in “Hain” olduğunu. 30 Ekim 1922 tarihli oturumda pek çok milletvekili “Vahdettin hain” diye haykırdılar. Merak eden arşivden o günkü tutanaklara bakabilir. Aynı gün “Vahdettin’in vatana ihanet ettiği” belirtildikten sonra 78 imzalı saltanatın kaldırılması önergesi verildi.
Büyük araştırmacı yazar; Hasan İzzettin Dinamo’nun Kutsal İsyan Kitabında yazdıklarına göre Vahdettin, Atatürk’ü “Kurtuluş Savaşı’nı başlatması için değil de, tam tersine başlamış olan yerel direnişleri sonlandırması, Mondros Ateşkes Antlaşması’na uygun olarak dağıtılmamış orduları dağıtması, silahları toplaması’’ için Anadolu’ya göndermiştir. Vahdettin İngiltere’nin (Azrail’in) merhametine sığınmıştır. Mustafa Kemal Samsun’a yola çıkarken söylediği şu söz çok anlamlıdır. “Paşa, Paşa! İstersen devleti kurtarabilirsin” derken aslında “İngilizler ’in dediklerini yaparsan beni ve saltanatımı kurtarırsın” demek istemiştir.
Vahdettin’in hainliğini perçinleyen kanıtlar;
1-Kurtuluş Savaşı’nı başlatır başlatmaz Vahdettin, Atatürk’ü neden İstanbul’a geri çağırmıştır?
2- Atatürk geri dönmeyince O’nu neden görevden almış? Atatürk’ün tutuklanması talimatını verenlere neden karşı çıkmamıştır?
3- Büyük Taarruzdan bir hafta önce İngilizlerle neden ve neyi görüştü? Anadolu’daki ulusal hareketlere karşı, neden İngilizlerden destek istedi?
4- Ulusal Mücadele karşıtı ve İngiliz muhibi Damat Ferit’i neden beşinci defa sadrazam yaptı?
5-Neden Kuvayı Milliye’ye karşı Kuvayı İnzibatiye ordusunu kurdurdu?
6- Atatürk’ün idam fermanını neden imzaladı? Atatürk’ün rütbelerini-nişanlarını neden geçersiz saydı?
7-Kurtuluş Savaşı’ndan sonra neden İslam halifesi sıfatıyla İngilizlere sığındı? İngilizlerin Halifeliği kullanmasına neden fırsat yarattı?
8-Vahdettin 1923 yılında Mekke’de bir beyanname yayınlıyor. “Güçlüklerden kaçınmak, sünnetini yerine getirmek için tıpkı peygamberin Mekke’den Medine’ye hicret ettiği gibi” hicret ettiğini belirtiyor. Neden düşmana sığınmayı, ‘kasabın bıçağını yalamayı’ bile dinsel motifle süslüyor?
Şimdi Vahdettin’in ardıcılları onun yolundan gidiyor. Örneğin bazı ihalelerde İngiliz mahkemelerine güveniyor, yetkili kılıyor, Türk mahkemelerini görmezden geliyor. Örneğin Sayın Kılıçdaroğlu’nun haksız ihalelerde “paraları ödemeyiz” söylemi üzerine, gür bir sesle ve gururla “söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar” denilebiliyor. Tarih tekerrür mü ediyor?
Fesli Kadir, olayı çok yalın ve veciz bir sözle ifade etmişti “Keşke Yunan galip gelseydi”
"Kaderimi Allah'tan sonra İngiltere'ye bıraktım" diyen Vahdettin, değil miydi?
“İslam kilidinin anahtarını, İngiltere’nin güvenilir eline teslim etmekte, İslam alemi için hiçbir tehlike yoktur.” diyen Vahdettin değil miydi?
“Bir millet var, koyun sürüsü… Buna bir çoban lazım… O da benim…’’ diyen, milletini koyun yerine koyan, sonra da o koyunlarını Sevr’in azgın kurtlarına kaptıran Vahdettin değil miydi?
Ülkesini işgal eden zorba ile işbirliği yapmak ihanet değilse, hainlik değilse sahi diğer adı nedir?