Her gün bir şeyler bizi üzüyor, sıkıyor ve geriyor. Ancak, hayat öyle veya böyle devam ediyor. Anne ve babalarda varolan sevgi mizah anlayışı çocuklara da geçermiş. Daha açık bir deyimle sevgi genetiktir. İçinizdeki mizah ve sevginin gerçek bir anlama kavuşabilmesi için öğrenilmesi, uyandırılması ve uygulanması gerekir.
Ara sıra da olsa, annenize, babanıza, kardeşlerinize, arkadaşlarınıza, dostlarınıza, büyüklerinize ve küçüklerinize “seni seviyorum” demeyi ihmal etmeyin.
Bakın, hayatınız nasıl daha yaşanır hale gelecek. Bazıları sevgiyi kendini kandırma hastalığı olarak yorumlar. Sevgi insanlara Allah’ın bir lutfû, insani değerlerin en yücesi, yaşamın tek anlamı ve hayatı canlandıran en büyük insan enerjisidir.
Şarkın en büyük filozofu Ömer Hayyam sevgiyi ne güzel yorumlamış.
Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin,
Tekkede, manastırda eremezsin,
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada,
Cennetin, cehennemin üstündesin…. (Ömer Hayyam)
Ben de yıllar evvel sevgiyle ilgili şöyle bir dörtlük yazmıştım.
Sevgiyle yücelir insanlar murada erer,
Sevgi aşka dönüşür candan severse eğer,
Özü sevgidir insanın yaradandan gelir,
Sevgiyle yaşanan hayat yaşamaya değer…( Mehmet Özata)
Çok sevdiğim bir ilâhide şair Allah’a şöyle seslenmiş. İlâhiler, sözün bittiği hallerde uhrevi âlemde ney’in coşkusuyla dönen semazenlerin âvâzıdır.
Sevdim seni mabuduma canan diye sevdim,
Bir ben değil âlem sana hayran diye sevdim…
Mahşerde nebiler bile senden medet ister,
Gül yüzlü melekler sana hayran diye sevdim…(Cemâli ???)
Şimdi, çok sevdiğim ve sizlerin de seveceğini umduğum fıkralara sıra geldi.
1-Evlilik bir filme benzer. Erkek senaryoyu yazar, filmi çevirir. Evlendikten sonra da kadın filmin seslendirmesini üzerine alır.
2-Tüm çocuklara ipucu 2 ; Babanız sinirli bir şekilde size bakıp, “O kadar aptal mı görünüyorum?” diye sorduğunda sakın cevap vermeyin!
3-Meşhur Amerika’lı haydut Al Copone , “Ben çocukken bana bir bisiklet vermesi için her gece yatmadan önce Tanrı’ya dua ederdim. Sonra Tanrı’nın böyle çalışmadığını anladım. Gittim bir bisiklet çaldım ve ondan sonra her gece Tanrı’ya beni affetmesi için dua ettim.
4-Çocuğun elindeki karneyi alan baba öfkeyle,
-Böyle bir karne getirmeye utanmıyor musun?
-Babacığım bu karne senin. Babaannem sandıktan çıkardı.
5-Baba: Ben böyle yaramaz, söz dinlemez çocukla uğraşamam. Uslu, söz dinler, iyi huylu, çalışkan, kibar çocuk isterim.
Turgut: Peki ama baba, annem bu kadar çocukla nasıl başa çıkar?
6-Minik kız elinde karnesiyle eve gelmiş. Babası karneye bakmış: hepsi pekiyi. Ama öğretmen karnenin altına şöyle bir not düşmüş: Çok akıllı çocuk fakat derste çok konuşuyor, bunu nasıl engelleyebiliriz.?
Baba karneyi imzalamış ve öğretmene şöyle bir not yazmış. Çözümünüz varsa lutfen paylaşalım hocam, işe yararsa ben de annesine uygularım.
7-Doktor bende kişilik bölünmesi var...
-Hemşire, bir sandalye daha getirin lutfen…
8-Yaşlı hasta doktora gitti:
-Yıllardan beri şikayet ettiğim kafa içi seslerim vardı ya ?
-Evet. İşte o sesler tamamen bitti.
-Ne güzel, peki sorun ne?
Sanırım sağırlaşıyorum.
9-Adam, merdivenleri koşarak tırmanıp doktorun muayenehanesine daldı. Teşekkür ederim doktor bey, tedavinizden çok memnun kaldım.
-Ama siz benim hastam değilsiniz ki?
-Ben değilim, ama amcam sizin hastanızdı, tüm serveti bana kaldı.
10-“Doktor, apandisit ameliyatından sonra herkes benim ameliyat izimi görecek mi?
Doktor ciddi bir yüz ifadesiyle: “Size bağlı hanımefendi.”
(5 Nisan 2017)