Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs illetinin gölgesinde ilginç bir sezon daha geçiriyoruz. Teknik, taktik ve tüm planların bir anda havada kalabildiği bu sıkıntılı süreçte daha nelere şahitlik edeceğiz, bunu zaman gösterecek. Ancak, şunu net bir şekilde söyleyebiliriz ki, böyle bir ortamda lig çok şeye gebe.
Düşünün, hafta boyunca antrenmanlarda oyun planınızı çalışıyorsunuz, hesap kitabınızı yapıyorsunuz ancak maçtan iki gün önce birçok oyuncunuzun testi pozitif çıkıyor. Ya maçınız erteleniyor, ya da alternatifin de alternatifi oyuncularla maça çıkıp sahadan istediğini alamayarak ayrılmak durumunda kalıyorsunuz. Bu her takım için geçerli. Yani böyle bir süreçte hocaya da, futbolcuya da fazla bir şey diyemiyorsunuz. Çünkü ortada geçerli bir mazeret var.
İşte, Erzincanspor maçı da puan kaybetme lüksü olmasa da mazeret götürebilecek bir karşılaşmaydı. En son 5 Kasım’da kupa maçı oynamış takımda sakat, cezalı ve virüs nedeniyle oynayamayacak durumda olan 10 futbolcu eksikti. Ha, sahaya çıkan kadroya baktığımızda da Umut Kaya dışında ideale yakın bir takım vardı sahada. Ancak, bu kez de antrenman ve maç eksiği ön plana çıktı.
Uzun süredir tam kadro ve düzenli antrenman yapamamadan kaynaklanan fiziksel sorun maçın genelinde hissedildi. 11 eksiği olmasına rağmen Erzincanspor en azından maç oynadığı için daha hazır şekilde geldi Çorum’a.
Fizik olarak istenilen seviyede olmayan Çorum Futbol Kulübü, henüz 2.dakikada yediği erken golle moral olarak da çökünce işi daha da zorlaştı. Özellikle ilk yarıda inanılmaz derecede panik ve kötü bir Çorum takımı vardı sahada.
Sezon başından beri takımın en etkili isimlerinin başında gelen kaptan Umut Kaya’nın yokluğu fazlasıyla hissedildi. Umut’un rolünü ilk yarıda Onur Kolay üstlendi ancak elbette bir Umut olamadı. Savunmanın göbeğinde oynayan Mehmet Sedef, Eren Tokat’ı aratmadı. Bence Mehmet Sedef stoperde daha başarılı.
İkinci yarıya, ilk yarıdan sarı kartı bulunan Kerem Çağatay’ın yerine Mikail değişikliği ile başlayan Çorum Futbol Kulübü’nde Mikail kanada geçerken, kanattaki Yılmaz Can’ı 10 numarada izledik. Onur Kolay da Kerem Çağatay’ın yerine ön liberoda görev yaptı.
İlk yarıda, sahanın güneş ışığı alamadığı için ıslak ve kaygan olan tarafındaki kalesinde etkili olamayan Çorum Futbol Kulübü, ikinci yarıda, ilk yarıya göre daha sakin ve etkili oynadı. Bunun neticesinde önce 52’de Cengiz Ötkün’le beraberliği sağladı, ardından 59’da Muhammet Fettahoğlu ile galibiyet golünü buldu.
İlerleyen dakikalarda fişi çekebilecek gol veya goller için önemli fırsatlar yakalayan Çorum Futbol Kulübü, özellikle ileri uçta Sinan’ın fizik olarak da iyice yorulması üzerine farkı artıramadı.
Sadece Sinan’da değil, diğer oyuncularda da antrenman eksikliğinden kaynaklanan fiziksel çöküş yaşandı. Yedek kulübesinde Mete dışında hamle oyuncusu olmadığı için son bölüm çok sıkıntılı geçti. Hele son dakikalarda gol adeta geliyorum dedi ve 88’de de geldi. Bu golle maç 2-2 bitti.
Normal şartlarda bu maç “kayıp 2 puan” yazar. Ama antrenman ve maç eksikliğinin yanı sıra Erzincanspor’un ligdeki konumuna bakınca alınan 1 puanı “kazanç” olarak değerlendirmek lazım. Bu doğrultuda, Başkan Fatih Özcan’ın maçtan sonra yaptığı paylaşımı doğru bulmuyorum.
Başkan, kendi sosyal medya hesabından “Kimseye değil, kendime kızıyorum. Bu kadar profesyonel amatörü bir araya topladığım için. Bugün topladığım bu profesyonel amatörleri yarın dağıtmasını da bilirim. Yazıklar olsun…” diye sitemli bir paylaşım yaptı. Belli ki, özellikle ilk yarıda oynanan kötü futbol ve kaybedilen 2 puanın üzüntüsü ile bu paylaşımı yaptı.
Burada Başkan yönetimini de kastetmiş olabilir, futbolcuları da. Ama ben “bu kadar” ifadesindeki çoğunluktan yola çıkarak futbolcuları kastettiğini düşünüyorum. Daha ilk yarıda oynanmamış 10 maç ve pandemi nedeniyle her futbolcuya ihtiyaç varken, böyle bir açıklamayı doğru bulmuyorum.
Ha, devre arasında takımı komple değiştirmenin de büyük bir risk olduğunu hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Lider Manisa FK ile puan farkı iyice açıldı. Futbol mucize oyunu ama şahsen bu saatten sonra Manisa’yı yakalayacak bir takımın olmadığına inanıyorum. Bu yüzden en akılcı yol, Play-Off’u kovalamak olacaktır. Bunun için de henüz kaybedilen bir şey yok.