GEÇEN YÜZYILDAN SANATSAL ESİNTİLER (1992-1999)-21

Abone Ol

ÇAMPINAR’DA BAHRİ SAVCI AYDINLIĞI

2 Kasım 1999 günü Sevgili Abdulkadir Ozulu’yla Osmancık yönüne doğru yine yollardaydık. Bu kez meşe palamudu ya da fidan dikimi için değildi gidişimiz.

Bir anma töreni ve açılış için gidiyorduk.

Gideceğimiz yer Çampınar Köyü’ydü.

Çampınar, bilindiği gibi Çorum’un yetiştirdiği değerli bilim ve düşün insanlarımızdan Prof. Bahri Savcı’nın köyüydü. Bu 2 Kasım günü de, O’nun aramızdan ayrılışının 2. yıl dönümüydü.

Biz, hem Hoca’yı anma, hem de köyde adına kurulan “Prof. Bahri Savcı Kütüphanesi”nin açılış törenine katılmak için gidiyorduk Çampınar Köyü’ne.

Bindiğimiz minibüs bizi Osmancık otogarına indirdi. Oradan da Çampınar minibüsüyle yola çıktık. Çampınar Osmancık-Merzifon karayolunun 21. kilometresinde, yoldan 3 kilometre içerde, güney kesime düşüyordu. Köye indiğimizde saat 13.30’u geçiyordu.

Köy olabildiğince güzellikler ve yeşillikler içinde güneye doğru uzayan bir derenin içine ve iki yakasına kurulmuştu. İki yandaki yamaçlar meşelerle kaplı olarak, güneydeki dağlara doğru uzayıp gidiyordu.

Biz köy içinde ki kütüphane yapısının önüne vardığımızda biraz geç kaldığımızı anladık. Çünkü tören başlamıştı. Prof. Bahri Savcı’nın bir zamanlar öğrencileri olan üniversite hocaları, ilçe yöneticileri, kadını erkeği, yaşlısı genciyle onlarca Çampınarlı doldurmuştu tören alanını. Bahri Savcı aydınlığında buluşmuştu bu kadar insan.

Törenin açış konuşmasını Çampınar Köyü Muhtarı Osman Savcı yapmış. Hoca’yı yaşam öyküsüyle anlatmış. İkinci konuşmacı Osmancık Kaymakamı Nahsen Badeli, konuşmasını bitirirken yetiştik tören alanına.

Sıradaki konuşmacı A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Anayasa Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Cem Eroğul’du.

Eroğul; Bahri Hoca’yla 1966 yılında tanıştığını, Hoca’nın kürsüsüne asistan olarak başladığını, O’nun hiçbir zaman özgürlükten ödün vermeyen bir özgürlük bilincine sahip olduğunu belirterek; Prof. Bahri Savcı’nın “Hem kendim, hem de başkaları için özgürlüğü insan olmanın namus borcu olarak gördüm,” dediğini vurguladı. Hoca’nın; “Laikliğin de özgürlüğün baş koşulu olduğunu; insanların birbirini sömürmemesi gerektiğini savunurdu,” dedi. Prof. Bahri Savcı’nın sanata ve edebiyata tutkunluğunu da işaret eden Cem Eroğul, “O öğrenciliğimizde bizlerin her hafta mutlaka sinema ve tiyatroya gitmemizi sağlar, kendisi de bizimle birlikte gelirdi” dedi.

A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Göle de özetle: “Prof. Bahri Savcı’nın; özgürlük, demokrasi, laiklik, cumhuriyet, ve insan hakları konusunda bir ışık olduğunu, kendisinden sonra gelenlerinde bu ışığı yaymayı sürdüreceklerini” belirtmişti, dediler.

Anma töreninin ardından Çampınar Muhtarı Osman Savcı’nın girişimi ve öncülüğünde kurulan ‘Çampınar Prof. Bahri Savcı Kütüphanesi’nin açılışını Hoca’nın eşi Sudiye Savcı yaptılar.

Yüzlerce kitapla donanmıştı kütüphane. Sayısının 2 binin üzerinde olduğunu öğrendik. Ayrıca Atatürk fotoğrafları sergisi de kitaplarla bir bütün oluşturmuştu.

İlk kitaplar, Antalya Koleji öğretmeni Sarah Johnson tarafından gönderilmişti. Sayısının 1000 adet olduğu bildirildi. Diğer kitaplar da Hoca’nın üniversitedeki; şimdi kendileri de hoca olan öğrencileri ve Mülkiyeliler Vakfı tarafından gönderilmişti. Hocalar, daha çok kitap geleceğini belirttikten sonra, geçen yıl açılan, ‘Prof. Bahri Savcı İlköğretim Okulu’ndan daha çok Bahri Savcılar yetişecektir,’ dediler.

Ben de bir takım (8 adet) kitabımı kütüphaneye bağışlayarak, bu kitaplar arasına katmaktan mutluluk ve onur duyduğumu belirtmeliyim.

Çorum Valisi Sayın Atıl Üzelgün, törenin bitimine yetişebildiler.

Çampınarlı Halk Ozanı Satılmış Er de, Çampınar’ı geçmişten günümüze değin tanıtan bir şiirini okudu. Törenin ardından tüm konuklara sıcacık yürekleri gibi, sofralarını da açtılar Çampınarlılar.

Prof. Bahri Savcı aydınlığı, yüreklerden yüzlere yansımıştı, bu güzel birliktelikte. Ne mutluydu Çampınarlılar’a. Böylesine büyük bir bilim ve düşün insanı yetiştirmenin onur ve gururunu tüm katılımcılarla birlikte paylaşıyorlar.

Keşke diyorum, her köyümüzden bir, her kentimizden birkaç Bahri Savcı yetişse. O zaman ülkemiz daha aydınlık yarınlara umutla güvenle ve inançla yürüyecektir.

Dönüş yolunda Abdulkadir Ozulu’yla; ‘Ne çok Bahri Savcılara gereksinimimiz olduğunu’ konuşuyoruz.

Ama kolay yetişmiyor Bahri Savcılar. Yitimlerinde de yerleri kolay kolay doldurulamıyor. Öncelikle yetişme yollarındaki engelleri kaldırmak gerekiyor.

Bunun için de her aydına, ülkesini seven herkese büyük görevler düşüyor.

Çorum Haber, 4 Kasım 1999

(SÜRECEK)