İsrail’in Gazze’de soykırımı 7 Ekim 2023 günü başlamıştı. Ve bugün soykırımın ikinci yılının 9’uncu günü…
İsrail ordusu günlerce Gazze'ye bombalar yağdırdı. Evler, okullar, hastaneler, mülteci kampları, çadırlar, camiler, kiliseler, BM tesisleri yerle bir edildi. Adeta taş üstünde taş bırakılmadı.
Ve Gazze bir enkaza, Gazze bir toplu mezara dönüştürüldü.
Yani Gazze, Siyonist İsrail tarafından tam 374 gündür karadan, havadan ve denizden bombalandı ve de bombalanmakta…
Ve de Gazze’de büyük bir soykırım yapıldı ve yapılmakta.
Gazze'de katledilen insan sayısı 17 bini çocuk, 12 bini kadın olmak üzere toplam 50 bine yaklaştı. Tabii ki, bunlar cesedine ulaşılabilenler; tabii ki, enkazın altında bir bu kadar daha insan yaşamını yitirmiş durumda. Ayrıca yaralı sayısı da 100 bine ulaşmış durumda.
Ve bugün, Lübnan yeni bir Gazze olmakta…
Ve savaş Yemen’e doğru genişlemekte…
Ve de İran’a doğru yayılmakta…
Ama Arap dünyası sessiz… Ama Arap dünyası gözünü kapatmış… Ama Arap dünyası kulaklarını tıkamış, çığlıkları duymaz olmuş.
Birleşmiş Milletler ise Birleşmemiş Milletler’e dönüşmüş.
***
Peki, Ortadoğu’da dökülen bu kanları nasıl okumak gerekir? Giderek bölgenin tamamını içine alacak şekilde yayılan bu savaşı nasıl okumak gerekir?
Elbette bir Amerikan projesi olarak okumak gerekir.
Çünkü İsrail, ABD’nin Ortadoğu’daki siyasi ve askeri bir üssüdür. Emperyalizmin bölgedeki ileri bir karakoludur. Yani bir garnizon devlettir.
Bu nedenle ABD projelerini İsrail projeleri gibi okumak, ABD’nin bölgeye yönelik tehditlerini bir ölçüde de olsa perdelemek demektir.
Çünkü bölgedeki bu gelişmeler, bir süredir konuşulmayan Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) hayata geçirilme sürecinin adımlarıdır.
BOP, İngiltere ve ABD vatandaşı Yahudi tarihçi Bernard Lewis tarafından geliştirilen, genelde Arap dünyasının, özelde Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmesini amaçlayan ve ABD Başkanı Baba Bush’a sunulan bir proje idi.
Ama özellikle Sovyetler Birliği’nin çözülmesi, Sosyalist Sistemin dağılmasıyla Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olarak güncellenmiştir.
Amaç:
-Genelde Arap dünyasında, özelde Ortadoğu’da yükselebilecek Batı karşıtlığının, özellikle de ABD karşıtlığının kırılması, zayıflatılması ve bölgenin kontrol altına alınmasıdır.
-Ve bunun için bölge ülkelerinin alt kimlikler üzerinden bölünmesi, parçalanmasıdır.
***
İşte bu nedenlerle İsrail’in Gazze’de, genelde tüm bölgedeki vahşeti yayılarak devam etmektedir.
Ve de ABD’den ve Avrupalı müttefiklerinden aldığı sınırsız destekle ve İslam dünyasının, Arap dünyasının tepkisizliğinden de yararlanan İsrail’in katliamları devam etmektedir.
Elbette İsrail; bütün bu saldırı, katliam ve barbarlıklarında, her zaman ABD’nin sonsuz, sınırsız desteğine sahip olmanın rahatlığını yaşamaktadır.
Ve de başta ABD olmak üzere, Batılı küresel güçlerin koruma kalkanı altında adeta bir dokunulmazlık kazanmış İsrail, özellikle İran’ı daha sert tepki vermeye zorlamakta, tahrik etmekte, adeta savaşın bölgesel bir durum almasını isteyen siyasal bir iklim oluşturmaktadır.
Görüntü budur ve de bu görüntü, tüm bölge ülkelerini içine çeker olmaktadır.
Elbette böyle bir bölgesel iklim, Türkiye’yi de içine çeken bir etki yaratır olabilecektir.
Bu nedenlerle Türkiye siyaseti, iktidar ve muhalefetiyle bu olguları birlikte okuyabilen siyasal bir bakış oluşturmalı, oluşturabilmelidir.
Ve bu kaçınılmazdır. Çünkü Türkiye, hem coğrafi hem de siyasal konumu nedeniyle, bölgenin en güçlü bir ülkesidir.