Gazeteci öğretmendir

Abone Ol

*** İlk Yazı İşleri Müdürüm merhum Orhan Çöplü. Yıl 1970, Çorum Ekspres Gazetesi…Yusuf Ay, Yaşar Köstekçi ve Fikret Berker’in arkalarından geliyorum. 1971’de Çorum Ekspres ve Yeni Gün birleşiyor; yaklaşık10 yıl birlikte çalıştığımız Çorum Gazetesi Sahibi merhum Aydın Kalelioğlu, meslekte üstadım…

*** Koparan Gazetesi’nin çıkışından sonra, merhum Muzaffer Artuk ile Münir Tümtürk, aynı kulvarda yarıştığımız gazeteci ağabeylerim. Hürriyet Haber Ajansı’nda şefim, şimdi de gazetemize köşe yazıları yazan Sezai Bayar. Yine TRT muhabirliğim döneminde, Türkiye’nin en ünlü Yurt Haberleri müdürlerine ve Haber Dairesi başkanlarına bağlı olarak çalıştım.

*** Bana öğretilen şuydu: Haberin, en kısa zamanda, okuyucuya, dinleyiciye, izleyiciye ulaştırılması gerekir, ama daha da önemlisi, doğruluğudur. Haberin doğruluğunu teyit ettirme adına gecikme de mazur görülebilir. Ama, haber varsa, ulaşamamanın mazereti yoktur.

*** Haberi çarpıcı bir başlıkla sunmak doğaldır da; eğip-bükmek, çarpıtmak, uydurmak asla kabul edilemez. Makul haber-reklam sınırlarını aşan “menfaat karşılığı” haber yapılamaz; gazeteci satılamaz, satın alınamaz. Bu ve buna benzer pek çok değer, “meslek etiği” manzumesi içinde yer alır.

*** Bir de, gazete, radyo veya televizyonun “bir okul” olduğu öğretilmişti bize. Gazeteci de öğretmendi. Gazetede “dizgi yanlışı” veya “sehven” yanlışlar, radyo-televizyonda ifade veya gösterim hataları olabilirdi, ama gazetecinin, radyocunun, televizyoncunun Türkçe’yi katletme hakkı yoktu. Kafa-göz yara yara yazım kuralları ihlal edilemez, sözcükler yanlış kullanılamaz, hele de kaba bir üslup asla hoş görülemezdi.

*** Çünkü Türkiye, tüm eksiklerine, yetersizliklerine rağmen, Büyük Atatürk’ün gösterdiği yolda çağdaş uygarlığın bir parçası olmak; bilimde, teknolojide, kültür ve sanatta, sosyal yaşamda dünyanın ileri ve demokrat ülkeleri arasına girmek için çabalıyordu.

*** Sonra, pek çok şey gibi bizim mesleğin değer ölçüleri de bozuldu. Sık sık ifade ettiğimiz gibi, asparagas, sansasyon haberciliği, hele hele şantaj gazeteciliği türedi.

*** Çorum’un atmosferini zehirleyecek böylesine olumsuzluklara, yarım asırdır karşı durmaya çalışıyorum. Özellikle de topluma çağrıda bulunuyorum, “küçük hesaplar uğruna ortamın bozulmasına sebep olmayın, bu gibi maceracılara prim vermeyin” diye. “İçi boş, balon haberlere itibar etmeyin, özendirmeyin!” diye… İş bir kez şirazesinden çıkarsa, toparlamak zor olur çünkü.

*** Eskiler, “Korkak bezirgân, ne kâr eder ne ziyan” demişler, “korkan mesafe alamaz” anlamında. Bir kez korkuya teslim olduğunuzda, dönüşü olmayan bir yola da girmişsiniz demektir. En iyisi, korkacak bir şeyi olmayanın, “ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın” deme cesaretini gösterebilmesidir.   *** İşin özü demokrasidir, halkın iradesidir, haber alma özgürlüğü ve seçme hakkıdır. İnsana saygıdır. Evet, her şeyden önce insana saygı…