Emekli bir Türk ile evlenen 52 yaşındaki Rus hanım Türklere ait gözlemlerini anlatıyor;
Ben Türkiye'ye geldi, evlendi. Türk erkek, Türk kadınlar çok yemek seviyor.
Hep çeşit istiyor. Biraz oturuyor hemen yemek soruyor. Sonra hasta olmak anlatmayı çok seviyor. Şikayet çok. Kadınlar kendine zaman ayırmak bilmiyor.
Hasta olmak bekliyor, doktora gitmek sonra doktor diyecek; dinlen çok yoruldun bunu bahane ederek hep hastalık konuşarak geçiriyor.
Çocuklar hep televizyon başında. Eşimin oğlu evlendi, torun televizyon başında.
Geline dedim ki; “Çocuk seni az görüyor onları çok görüyor. Zihninde sen az onlar çok. Reklamları ezberlemiş. Öyle ezberlemiş hep istiyor, anne reddedince ağlıyor.
İşte böyle ağlıyor, sonra yine istiyor yine ağlıyor, 3 gün 4 gün sonra anneyle arada çatışma oluyor. Şimdi saygı nasıl olsun. Çocuğun zihninde anne az televizyondakiler çok.
Kapat onu çocuk seni seyretsin, seni anlasın, senin güzelliğin onun beyninde yer etsin dedim. Kimse anlamıyor çocukların beyni kimlerle doluyor.
Sen çocuğu doğurdun, sen hatırlıyorsun onu kundakladın büyüttün, sen hatırlıyorsun
O bunları bilmiyor. Karnını bile televizyon başında doyuruyorsun, senin yüzüne bakmıyor o çizgi filme bakıyor. Sonra diyor ki çocuk yüzümüze bakmıyor hiperaktif.
Çünkü çocuğun beynini televizyon artık yeniden tasarladı.
Sonra çocuk o çizgi kahramanlarının vitrinde kostümünü görüyor, istiyor, ağlıyor, çünkü çocuk aslında artık onlara ait oldu. Kardeşi ile oynarken bile oradaki karakterler gibi davranıyor ve o karakterler gibi konuşuyor, diyorum ki; bak çocuk babası gibi değil, senin gibi değil konuşması televizyon gibi. Kadınlar çok konuşuyor, hiç susmuyor. Düşünmeden konuşmak Türkiye'de çok. Hep hastalıklar çok konuşmaktan diyorum, bana ters bakıyorlar.
Tiroid hasta diyor, çok yiyorsun ve çok konuşuyorsun diyorum bana kızıyor.
Bana çok konuştukları zaman hemen elimle reddediyorum. Diyorum ki, çok konuştun ben yoruldum. Çünkü dinlerken beyin doluyor ve ısınıyor
Susuyorlar o zaman. Çünkü kalp de yoruluyor. Türk kadını güzel şeyler konuşmayı bilmiyor hep şikayet. Kocasından şikayet ediyor, ailesinden şikayet ediyor, çocuğundan şikayet ediyor. Kendinden şikayet ediyor. Sonra oturup 1 saat çay içiyor.
Çay içerken gönül demlenir, fakat öyle olmuyor, herkesin sinirleri kabarıyor sonra herkes evine gidiyor bu sefer ne oluyor hastalık oluyor. (Facebook’tan alıntı)
*
Bu yazı gerçekten ders alınması gereken bir konuyu ortaya koyuyor.
Sadece okumayın, paylaşın, belki bir yaraya parmak basmış olursunuz.
GÜZEL SÖZLER, İBRETLİK OLAYLAR
1-Rusya’da devlet başkanı Yeltsin 1996’da özelleştirme adı altında Rusya’nın en büyük fabrika ve işletmelerinin hisselerini Rus bankalarına nakit para karşılığında yok pahasına sattı. Bu hisseleri ele geçiren kendilerine Oligark denilen tamamı Yahudi kökenli iş adamları ulusal medyanın ve bankaların sahibi oldular.
2-Afganistan’da Taliban rejimin iktidarı ele geçirmesiyle eğitim hakları ellerinden alınan üniversiteli kadınların dünyaya çağrısı : “ Bizi yalnız bırakmayın. Güneşsiz kara bir günde yaşamaya çalışıyoruz. Burada kalırsam ruhum çürür. “
3-2022 ARALIK AYINDA EN ÇOK SATAN KİTAPLAR
1) Bir Aşk Masalı- Ahmet Ümit Yapıkredi, 2) Gece Yarısı Kütüphanesi Matt Haig- Domingo 3) Kaplanın Sırtında -Zülfü Livaneli- İnkılap, 4) Para Ağacı- Şermin Yaşar-Taze kitap, 5) Senden bir Tane Daha yok- Miraç Çağrı Aktaş- İndigo kitap (Çocuklarıma yeni yıl hediyesi olarak sekiz tane aldım)
4-Maçlarda hakem hataları ligin kaderini, hakim hataları ülkenin kaderini belirliyor.
5-Hayat bir oyunsa, tek canla bu bölüme kadar iyi geldin valla. Bana yeni bir hayat lazım, eskisini yaşamayı beceremedim.
6-Sevgi kendi kabuğumuzdan çıkmamıza yardım eden sihirli bir duygudur.
7-Gelişmiş ülkeler bilim adamı yetiştirir. Geri kalmış ülkeler din adamı yetiştirir.
8-Bir ülkede adaletin gücü yoksa, gücün adaleti devreye girer.
Bir dörtlüğümle veda ediyorum.
Çorum’luyuz, Anadolu kokar toprağımızda, / Uygarlıkların ateşi yanar otağımızda,
hikmete durmuş Çorum’da Aydınlar ocağıdır güller açar bağrımızda. (Mehmet Özata)
11 Ocak 2023