EĞİTİMDE NEREYE GİDİYORUZ?

Abone Ol

Son üniversite sınav sonuçları ilkemizin eğitimde ne hale geldiğinin çarpıcı bir örneği. Umarım bu sonuçlar ülkenin geleceğini düşünen herkesi üzmüştür.

Üniversite sınavında sorulara verilen doğru cevap sayılarına baktığımızda sonuçların gerçekten bizleri düşündürmesinin gerektiğini görüyoruz. TYT’de; Türkçe’de 40 soruda 17,7 doğru; Sosyal Bilimler’de 20 soruda 7,9 doğru; Temel Matematik’te 40 soruda 6,9 doğru; Fen Bilimleri’nde 20 soruda 3,2 doğru ve Din Bilgisinde ise 6 soruda 1 doğru. Maalesef acı gerçek bu.

Ayrıca bir de sınava katılan 2 milyon 819 bin 362 adaydan 63 bin 798 kişi sıfır çekiyor ve 1 milyona yakını da barajı geçemiyor.

Liselerde sonuç bu da, ortaokullarda durum farklı mı? Onu da 81 ülkede 3 yılda bir yapılan, 15 yaşındaki ortaokul öğrencilerinin katıldıkları, öğrencilerin kazandıkları bilgi  ve becerileri değerlendiren Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) testinin en son 2022 yılında yapılan ve 5 Aralık 2022 tarihinde açıklanan sonuçlarına göre Türkiye 37 Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilâtı (OECD) ülkesi arasında; okumada ve okuduğunu anlamakta 30. sırada, Matematikte 32. sırada ve Fen Bilimlerinde 29. sırada.

Sonuç olarak eğitimde durum iç açıcı değil. Bir ülkenin geleceğinin o ülkede verilen eğitimin kalitesine bağlı olduğunu unutmamalıyız. Ülkede okul ve derslik sayılarının artması iyi bir şeydir, ama tek başına yeterli değildir. Daha önemli olan o okullarda verilen eğitimin kalitesidir.

Bu gün üniversite sayılarımızla övünüyoruz, fakat üniversitelerde verilen eğitimin kalitesi ile hiç ilgilenmiyoruz. Önemli olan üniversitelerde belli beceri ve uzmanlıkları olan gençleri yetiştirmektir.

Yüksek okullarda da durum bundan farklı değil. Oysa yüksekokulların amacı meslek elemanı yetiştirmekti. Ne yazık ki burada da uygulamalı eğitim yapılmadığı için hiç bir beceri ve uzmanlığı olmayan  gençler yetişiyor.

Ülkemiz için gelecekte en büyük tehlikelerden biriside mesleksizlik. Bütün mesleklerin geleceği tehlikede. Çünkü çırak ve kalfa yetişmiyor. Bu sorunu çözmek için lise düzeyinde uygulamalı meslek okullarına önem verilmeli ve bu okullar cazip hale getirilmeli.

Liseden sonra gidilen yüksekokullarda meslek öğretilemez. Çünkü ağaç yaş iken eğilir. Önce şunu kabul etmeliyiz, herkesin üniversitede okuma mecburiyeti olamaz.  İyi bir meslek sahibi olmak, işe yaramayan bir diploma sahibi olmaktan daha iyidir. İyi bir meslek sahibi olmakla hem kendisine hem de ülkesine daha iyi hizmet etmiş olur.