Bu satırların yazılmaya başladığı günde hiçbir basın ve yayında konuyla ilgili bir haber yoktu. Açıklamalar yapıldı. Etkinlikler düzenlendi. Televizyonlarda bazıları için haber değeri taşımayan görüntüler yer aldı. Bir yıl sonrasında benzer etkinliklerin yapılması kararlaştırıldı.
Tartışılması gereken hiçbir öneri, sorun tartışılmadı. Neler yapılacak, sorun yaşayan kadınlara, çocuklara, boşanma noktasına gelenlere bir çözüm yolu sunulmadı. Bizler sadece çevremizde gördüklerimizi, basına yansıyan haberleri konuşuyoruz. Halkımızın deyimi ile okumuş, mimar olmuş bir bayanla ilgili haberler televizyonlarda yer aldı. Alt tarafı önemsiz bir ayrıntı!
Haber değeri taşımayan, hoş olmayan olumsuzluklarla karşılaşıyorum. Saniyeler içinde pazar yerinde birkaç tane pazarcı bir bayana saldırdı. Kadının tansiyonu veya kalp rahatsızlığı olabilirdi. Bayanlar, baylar herkes seyirci kaldı.
Yine aynı günlerde yaşlı bir bayanın ölüm haberini aldım. Çocukları bir gün önce mezara girmesi için gerekeni yapmış. Tanıdıkları zavallı kurtulmuş diye sevindi.
Sosyal medya denilen ortamda izledim. Bıyıkları yeni çıkmış bir delikanlı annesine dayak atıyordu. Kim bilir, belki yapılan yemeği beğenmedi. Almak istediği parayı alamamış ta olabilir.
Fotograf çekimi için dolaştığım ara sokaklarda ilginç olaylarla karşılaşırım. Birileri çıkar o alanda fotograf çekmenizi istemez. Bir başkası fotograf içinde yer almak istemez; kimi tutar mutlaka fotografının çekilmesini ister. Halkımızın deyimiyle her şeye maydanoz olanların sayısı az değildir.
Çok uzaklarda değil, hemen yanı başınızda görmeden inanmayacağınız acılar yaşanır. Bu kez durum farklıydı. Bir bayan fotografının çekilmesini istedi. Mutlaka gazetelerde yayınlanması için ısrar etti. Fotograflarını çektim. Sohbet etmeye başladım. Dikkatimi çocuk arabası içindeki köpek çekti. Kimi, kimsesi yokmuş. Çevresindeki evler kentsel dönüşüm nedeniyle yıkılıyor. Sorunlarını dile getirdi. Yaşlılık maaşı dışında bir geliri yokmuş. Çevresinde konuşabileceği komşuları bile kalmamış.
Binlerce örnekten birkaç tanesini dile getirdim. Gördüklerimiz, görmek istemediklerimiz, bizi ilgilendirmeyen sorunlar. Büyük büyük insanlar, sıradan insanlar bu türden konuları tartışmaya başlarsa çözüm yolları üretilebilir.
Biz yine biz olalım; yaşadığımız sürece umutlarımızı kaybetmeyelim.