Geçen günlerde bir dost muhabbetinde eski günler açıldı. 16 Temmuz 2021 günü Ümit Çağlar'ı, 23 Temmuz 2021 günü de Oğuz Leblebicioğlu'nu fani dünyadan ebedi aleme uğurlayışımız geldi aklıma. İki değerli dostu kaybetmiş olmanın üzüntüsünü halen kalbimde hissediyorum. Allah rahmet eylesin, mekânları cennet olsun inşallah.
Sohbet derinleştiğinde iki değerli dostu kaybetmenin hüznü ile kaleme aldığım “Dostluk Üstüne” başlıklı yazımdan çok etkilendiklerini dile getirdiler ve tekrar yayınlamamı istediler. Ben de onları kırmıyorum ve tekrar yayınlıyorum:
“Kimi arkadaşlıklar ve dostluklar okul sıralarında, kimileri ise askerlik hayatımızda yani gençlikten delikanlılığa adım attığımız ilk yıllarda başlar ve ömür boyu devam eder.
Rahmetli Ümit Çağlar ile ortaokul sıralarında başlayan, lise öğrenimimiz sona erene kadar devam eden bir öğrenci arkadaşlığımız oldu. Ne mutlu tesadüftür ki rahmetli ile kısmette asker arkadaşı olmak da varmış. 1956 yılında Piyade Yedek Subay Okulunda altı Çorumlu, 43. Dönem 12. Bölükte birlikte olma şansını elde ettik.
Askerlik sonrası ben önce esnaf, daha sonra sanayici olarak yoluma devam ederken, rahmetli Ümit de memur oldu. Rahmetli, memur olarak başladığı yaşantısına müdür olarak devam etti ve emekli oldu.
Dostluğumuz ve arkadaşlığımız hayat boyu sürdü. Allah rahmet eylesin.
* * *
Oğuz Leblebicioğlu ile Tanyeri İlkokulunda başlayan öğrencilik hayatımızda pek samimiyetimiz oluşmadı. Çünkü benden küçük ve bir sınıf geride idi. Rahmetli öğretmenimiz Oğuz'un babası Sadi Leblebicioğlu da Tanyeri ilkokulunda benim hem öğretmenim, hem de Halkevinde keman dersi hocam idi. Ben keman çalmayı öğrendikten sonra konserlerde Oğuz'la bir araya gelmeye başladık. Ben grubun kemancılarından biri, rahmetli ise grubun bateristi idi.
İlerleyen yıllarda ben iş hayatına atılırken, rahmetli Oğuz da öğretmen olarak yaşamını sürdürdü ve emekli oldu.
Oğuz'un ismini kullanırken "Coğrafyacı" sıfatını kullandığına tanık oldum. Yaşamım boyunca hiçbir öğretmenin mesleği ile birlikte konuşulduğunu görmedim. Demek ki Oğuz mesleğine damga vurmuş. Yaşantımız boyunca rahmetli bana "Ağabey" diyerek hitap eder ve bunu da nazik bir şekilde söylerdi. Mekânı cennet olsun.
* * *
88 yıllık hayat yolculuğuma acı ve tatlı birçok anı sığdırdım. Çalışmakla geçirdiğim ömrümün büyük bir bölümünde hep rakamlarla uğraştım. Bir heyecan vardı içimde. Ortaklıklar kurdum, fabrikalar inşa etmeye çalıştım. Ama hiçbir zaman rakamlar (hesaplar) üzerinden dostluklar kurmadım. Biliyordum ki rakamlar üzerinden sahici bir dostluk oluşmaz, sadece ortaklık kurulur.
rakamlar üzerinden ilerlemeye çalışırsanız bu durum sizi ahlaktan yoksun bırakacak, menfaatler üzerine kurulu bir dostluk kurmanıza sebep olacaktır ki, bu da zaten uzun ömürlü olmayacaktır.
Kadim bir dostluk, açmayı değil, kapatmayı gerektirir. Dostunun sırrını herkesten saklamayı, ayıplarını örtmeyi, sözüne müdahale etmemeyi, her zaman iyiliğini istemeyi, onun hüznüyle mahzun olmayı gerektirir.
Onun içindir ki asıl marifet, bahar aylarında veya yaz mevsiminde değil, kışın bir kardelen çiçeği gibi açabilmektir. Yani iyi gün dostu olmak kolaydır, en mühimi, kötü gün dostu olabilmektir.
Çünkü dostluk ve kardeşlik, öldükten sonra da devam eden kıymetlerimizden biridir.
Artık faniden gerçeğe sıramızı bekler durumdayız. Yüce Allah (C.C.) hepimizin hakkında hayırlar nasip eylesin.
En güzel günler sizlerin olsun.