Kaçak maden ocağı işletmecileri tarafından, bir kaza sonrasında, Afgan madenci, ölmediği görülünce, diri diri yakıldı.
Bu vicdansızlığı nasıl yaptılar?
Gözünüzün içine bakan bir insana veya bir canlıya nasıl kıyılır?
Sermayenin cinayetlerinin sonu gelmiyor.
Gemi yapımında, fabrikada, tarım arazilerinde veya madende çalışan ucuz sığınmacı işçileri ve yurttaş işçiler cinayet olarak adlandırılabilecek kazalar sonrası yaşamlarını kaybediyor.
En çok madencinin öldüğü Soma maden faciasında 302 madencimizi yitirdik. Bunu on altı, kırk iki … kişinin yaşamını yitirdiği kazalar takip etti.
Bütün bu yaşananlardan ders çıkarılmadı ve benzer iş cinayetlerinin sorumluları ya hiç ceza almadı veya göstermelik cezalarla kurtuldu.
Sermaye düzeni elli yıl önce gelişen işçi sınıfı hareketini bastırmak için “komando kamplarında” eğittiği milislerini kullanırdı, sendika liderlerini ve üyelerini karanlık köşelerde veya suikastlerde yok ettirirdi. Cuntasına emek cephesini dağıttırdıktan sonra milislerine gerek kalmadığını hesap ederek daha rahat davranıyor. İşçi sınıfını darmadağın ettiğini bildiği için milisler yetiştirmiyor. Bu madenci vakasında olduğu gibi bizzat kendisi kırıma başladı.
Tersanede yaşanan işçi cinayetinde, düşerek yaşamını yitiren işçiye yaşamını kaybettikten sonra koruyucu gömleği giydirirken yakalanmıştı patron.
Bunlar unutulacak olaylar değil!
Sermaye düzeni emekçi yaşamına en küçük özeni göstermeden, en küçük önlemi almadan en ucuza işçi çalıştırıyor, iş güvenliği sağlamadığı gibi geride kalanlarının güvencesini de hiç düşünmüyor. Tazminat ödememek için kırk dereden su getiriyor. 23 Kasım günü milletin anasını çok seven Cengiz’in işlettiği madende göçük meydana geldi ve 3 madenci can verdi.
En korkuncu da bu son işlenen cinayet… Kaçak madende kaza oluyor, kazayı gizlemek amacıyla kaza geçiren Afgan sığınmacı önce yol kenarına bırakılıyor, ölmediği fark edilince ıssız bir alanda üstüne benzin dökülerek canlı canlı yakılıyor. Olaya karışan bir tanık ifadesinde canlı canlı yakıldığını doğruluyor. Jandarma soruşturma açıyor. Anlatılanlar insanın kanını donduracak ifadeler.
“Cesedin, kaçak olarak işletilen maden ocağında çalışan 3 çocuk babası Afganistan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani’ye ait olduğunu belirledi.” (Basın)
Bu ne vahşet? Bu ne vicdansızlık?
Elinde sermayesi olan işçi yakmak dahil her türlü gaddarlığı yapabilecek mi?
Sorumlular kasıtlı adam öldürmekten yargılanmalıdır.
Bekleyelim, yargı ne sonuca varacak? İnsan hakları mı aranacak, vahşet mi yargılanacak, kaçak maden ocağı sahipleri mi kollanacak?