DİPLOMALI CEHALETİN ALTIN ÇAĞI

Abone Ol

Eskiden okuma yazma bilmeyene “cahil” denirdi. Oysa şimdi profesör etiketli birine bile kuşkuyla bakar olduk. Sahtesi ile gerçeğini ayırmak tecrübe gerektiriyor. Zira cehalet artık cüppesini giymiş, akademik unvanını takmış, e-Devlet’te onaylanmış haldedir!

Diploma eskiden bilgiye açılan kapının anahtarı gibiydi. Şimdi taksitle alınıp satılabiliyor. Hatta yanında promosyon olarak, bir ehliyet, birde vatandaşlık bile verilebiliyor. Sistem öylesine gelişti ki, sahte diplomanızı bir tuşla e-devlete bile yükleyebiliyorlar. Devletimiz “hayırdır ne bu böyle” demiyor. “Yüklendiyse” doğrudur mantığı geçerli.

Sahte profesörler üretmişiz, sorduğu soruyu kendisi anlamıyor. Mühendis üretmişiz çiviyi ters çakıyor. Doktor üretmişiz koltuk altından nabız ölçüyor. “Olmaz öyle şey” demeyin. Olur; “yeni çıktı bu şarkı”. Herkesin yaptığından bir farkımız olması gerekirdi. Farkımız budur. Kim demiş diploma sahte? E-devlette yüklü. Diploma sahte olsa ne yazar? Sistem gerçek.

Ülkede geçer akçe okumuş insan olmak değil, “okumuş gibi yapmak” daha kıymetli. Eskiden kitap karıştıran, not tutan, sınav stresi yaşayana “inekçi” diyorduk. Şimdi öylemi, biraz torpil, biraz para, biraz photoshop, hokus, pokus ve karşınızda “diplomalı cehalet”

Diyeceksiniz ki bu insanlar bunca yıl nasıl görev yaptı? Kimse sormadı mı? “Sen bu okulu nasıl okudun” diye? Evet sormadılar, yanıtı çok basit, çünkü ölçü bilgi değil. Referansı kimden aldığın, diplomayı hangi matbaaya bastırdığın önemli.

Yeni ortaya çıktı ki, bir çete yüzlerce diplomayı sisteme sokmuş. Sahte doçentler, hayali mühendisler, karton hukukçular ortalıkta kol geziyor. Biz bunlara “sayın doktor, mühendis bey, değerli hukukçum” diye hitap ediyoruz. Biz bunlara kürsü, makam ve para vermişiz.

Toplumsal çöküş sadece ekonomide olmaz. Toplumdaki en büyük yıkım cehaletin diplomalı halidir. Gerçeğin sorgulanmadığı, ünvana tapıldığı dönem.

Hasılı ülkemiz diplomalı cehaletin altın çağını yaşıyor. Gerçekten okuyanlar susturulur, 35 yıllık gerçek diplomalar geçersiz sayılırken, ekranlarda sahte diplomalı profesörler fink atıyor. Ve hâlâ biz bu düzenin adını koyamıyoruz. Asıl sorun da bu değil mi?