4.ŞECAAT
Hak yolda, doğru kararda yılmadan yiğitçe mücadele etmeye şecaat, yiğitlik, cesaret denir. Yani ölüme meydan okuyan yiğitlerin şehadete susayanların sıfatıdır. Şecaat sabır, metanet, sebat, sıfatlarının topluca bir yiğitte toplanması ile ortaya çıkan bir kahramanlıktır.
Bu mücadele hayatın bütün safhaları, bölümlerinde ömür boyu devam eden bir olaydır. Başarının sırlarından birisi de bir işe cesaretle ve şecaatle başlamaktır.
5.KORKAKLIK
Tehevvür, şecaatin zıddı, korkaklık, pısırıklık, lüzumsuz çekingenlik, düşünmeden taşınmadan olumsuzluğa düşmektir. Örneğin; otomobille yolculuk yaparsam kaza olur diye seyahati terketmek. Esas olan nedir; tedbirini alarak, kurallara uyarak Allah’a tevekkül dayanarak yola çıkmaktır.
6.TEVAZU, ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK
Vakar; toplumdaki konumunu izzeti nefsini korumaktır.
Tevazu: Kibirin, bencilliğin, kendini beğenmişliğin zıddır.
Mevkili bir kişinin süfli hareketleri, kendisinden beklenmeyen durumların sergilenmesidir. Burada esas olan alçakgönüllülük göstereceğim diye vakarını korumayıp zillete düşmemek, tevazuyu kötüye kullanmamak, vakarını koruma uğruna kibire ve egoistliğe düşmemektir. Sınırları iyi bilmek ve belirlemektir.
7.İZZETİ NEFİS:
Nefsinin hakkını vermek, nefis hakkına riayet etmektir. Yani şerefini korumaktır. Yüksek seviyede bir alimin, bir amirin, bir ganinin, zenginin konumuna göre davranması, zillete, aşağıya düşmesidir.
8.HİLM: HÜLÜM, HALİM, SELİM:
Bu kelimelerin hepsi aynı kökten, yumuşak huyluluk, sakinlik, kendisini hakka, Allah’a vermiş insan, Allah’tan her gelene gönülden razı olmuş, Allah’ından kendisinden razı olduğunu en yüksek seciye Allah’a sahip nar insan, pak insan, selim ve salim bütün pisliklerden uzak bir insan demektir.
Hilm: Yumuşak huylulk, sıfatının üzerinde en çok tecelli ettiği kişi. Bütün peygamberlerle beraber Hz. Muhammed SAV. başta olmak üzere Hz. İbrahim oğlu Hz. İsmaildir. Çünkü bunların haklarında İbrahim A.S. cidden son derece yumuşak huylu idi. Bağrı yanık, kendisini Allah’a vermiştir. (Hud suresi 75. ayet) Yine Hz. İsmail hakkında da “İşte biz İbrahim’i ve oğu İsmail gibi uslu bir oğulla müjdeledik” Saffaf 101. ayet. Çünkü hangi evlat babası tarafından kurban edilmek üzere yatırılan ve “Babacığım ellerimi çöz de Allah’a asi olmayayım, beni öyle kurban et” diyebilir? Elbetteki yüce Allah’ın bu olay bir imtihanı sınavıdır. Sınavı kazanan baba oğlu Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’e müjdeli bir koçu Cebrail A.S. gökten indirmiş ve Hz. İbrahim ve İsmail’i müjdelemiş. Bütn insanlığın canlarına ve kanlarına bedel olarak insanların canları azad edlmiş, hayvanat (sığır, davar, deve) cinsinin kurban edilmesi helal kılınmıştır.
İşte bu olay ve benzeri olaylar hilm, teslimiyet ve yumuşak huyluluğun bir örneğidir. Özellikle gadap halinde, öfkenin doruğundaki bir kişinin yumuşak bir davranışla süt köpüğü gibi o öfkeli anda toktaması hem kendisini, hem hasmını, hem ailesini, hem de toplumu bir felaketten koruduğu gibi, Allah’ın da sevgisini kazanır. Kur’an’da bu huy gadap, öfke halinde, öfkesini yenenler övülmüşlerdir. Nu mutlu müjdeye erenlere, “genişliği gökle yer arası kadar olan cennete koşun, o cennet ki takva sahipleri, bolluk ve darlıkta da Allah için harcayanar ve ökelerini yenenler için hazırlanmıştır.” Ali İmran, 132.133, sh 67 buyurulur ki, hilm sahibi insanlar mutlaka cennete gireceklerdir.