DİLDEN GÖNÜLE -192
İSE İMANIN ELDE TUTULABİLMESİ İÇİNDİR
İMAN VE AMEL, İBADET ÜZERİNE BİR MÜLAHAZA
Müslümanlıkta iman, müslümanın olmazsa hiç olmazlarının birincisidir. İman yoksa hiçbir ibadetin, işin, hayır ve hasenatın en ufak bir nokta kadar Allah katında değer taşımadığı bilinmelidir. Onun için bütün alimler, akademisyenler, tasavvuf erbabı, insanlığın imanını kurtarmak için büyük gayret göstermelidir.
İman nedir? İman genel anlamıyla Allah’ın varlığı, birliği, eşi ve benzeri olmadığına, ibadete layık ve müstahak ancak Allahü azimüşsanın olduğuna, bilinen ve bilinmeyen görünen ve görünmeyen ne kadar varlık varsa pireden deveye, yerden göğe hepsinin sahibi maliki yaratıcının Ulu Allah olduğuna inanmak, Allah’ın meleklerine (nurdan yaratılmışlardır), kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, ölüp de tekrar dirilip ulu Allah’ın huzurunda hesap verileceğine, kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna, en son peygamberin Hz. Muhammed SAV.in peygamberliğine inanmak, imanın esasları olarak bilinir.
Allah Kur’an’da iman etmeyen bir kimsenin “Milülerdi zeheben leveviftedabih” yani, dereler dolusu, -kainat- altın olsa da onların hepsini tasadduk etse Allah katında iman etmediği için hiçbir değeri yoktur, buyuruluyor.
İşte bunun için iman olmazsa olmaz bir mümin için diyoruz. Amel imana tabidir. Dünyanın en iyi uçağını icat etsen onu kullanacak pilot yoksa ne kıymet ifade eder? İman da böyledir. İbadet te önemlidir, ama iman olursa, eksik olmakla beraber, İmam-ı Azam’a göre amel imandan cüz, parça değildir. İmanın korunması içindir. Yani amel imanın kafesidir. Ama kuş değildir. Kafes olmazsa kuşu tutmak mümkün olmaz. İmansız amelin faidesi yoktur. Amma amel ibadet olmazsa veya eksik olursa iman insanı ebedi cehennemde kalmaktan kurtarır.
Bu konunun önemini anlatmak için şunu diyebiliriz. Dünya özellikle ebedi, sonsuz mutluluğun tek anahtarı imandır. Buna kısaca değindikten sonra amelin, ibadetlerin, haram, helal, hayır, hasenat, günah, vebal, hak, hukukla olan ilişkisine değinelim.
Amel imandan cüz, parça olmadığına göre, imanın kalp ile yürekten kesin tasdik ve diliyle ikrar olduğuna göre, amelin rolü nedir? İmam-ı Gazzali başta olmak üzere, 4 bin sayfalık İslamın özeti olan İhyayi Ulumiddin adlı eserinde bu konuyu şöyle açıklıyor:
İman esastır. İman canlı bir fidandır. Onu dikmek imandır. Ama onu sulamak, bakımını yapmak, gübrelemek, yani onun yetişmesi için emek sarfetmek lazımdır. Bakımsız bir fidan kurumaya mahkumdur. Böyle bir misal de veriliyor. İman, rüzgarları üzerine çeken bir tepede açıkta yanan bir ışık gibidir. Her an sönebilir. Bu ışığın korunması lazım. Öyle ise, ışığı bir fanus, cam çerçeve içine almalıdır ki, yelden etkilenmesin. İşte amelle iman arasındaki alaka, ışıkla fanus arasındaki münasebetin aynısıdır.
Netice; ameller, namaz, niyaz, ibadetler, oruç, hac, zekat vs. imanın korunması içindir. Hz. Muhammed SAV.in mübarek ifadesi ile ulu Alah benim ümmetimi bir kelimeye mahkum etmiştir ki, “eşhedüenlailaheillallah ve eşhedüenne Muhammeden abduhü ve resülüh”dür ki, manası; “İnanırım, iman ederim, şahitlik yaparım ki, ulu Allah vardır, birdir, yaratan, yaşatan, öldürüp dirilten, kıyamet gününün sahibi olandır ve yine iman ederim ki, Hz. Muhammed SAV. onun kulu ve son resulü, peygamberidir. Biz de onun ümmetiyiz, elhamdülillah.”
Demek ki, imansız müslüman olunmaz, amelsiz iman elde tutulmaz. İman, inançla, amel ruh ile beden gibidir denilebilir. Birbirlerine muhtaçtır. Yalnız iman da amelden önce ve önemlidir. Amel imandan zordur. Ama amel furu- ikinci iman usuldür. Örneğin; hastalık, ameli düşürür. Ama imanı düşürmez. Ağır hasta olan namaz kılamaz, oruç tutamaz, hacca gidemez, ibadet edemez ama müslümandır, zorluklar zorunluluklar haramı helal kılar. Açlıktan ölmek üzere olan birisi köpek eti yiyebilir. Boğazına ayva tıkanan bir kimse orada su bulamazsa mevcut olan şarabı ölmeyecek kadar içer. Bunlar ameli işlerdir. Amel imandan cüz olsaydı bunların imanı düşürmesi gerekirdi ki, öyle birşey yoktur. İnanmayan zavallılar hemen imana gelip kendilerini ve nesillerini kurtarmalıdırlar.
SÜRECEK