DİL ÜZERİNE BİLMİYORLAR, DAHASI BİLMEDİKLERİNİ DE BİLMİYORLAR

Abone Ol

Türkiye Cumhuriyeti bir devrimle kurulmuştur. Devrimin en göz kamaştıran dayanağı DİL DEVRİMİDİR. 600 yıldır kullanılan abeceyi, sözcükleri değiştirmek kolay iş değildir. Öz dilini, Öz Türkçe’ni yüz yıllardır, aşağılanmış, horlanmış olan, dünyanın en seçkin ve köklü dillerinden Türkçeyi açığa çıkarıyorsun, onu yaşanır kılıyor, saygınlık kazandırıyorsun.

Önemi gereğidir ki, M. Kemal Atatürk Türk Dil Kurumu’nu (TDK) kurmuş, servetinin önemli bölümünü bu kuruma bağışlamıştır. Türk Dili gelişsin zenginleşsin, Türk Tarihi doğru öğrenilsin diye. Ne yazık ki ülkemizin Arap sevicileri ve Osmanlı hayranları bir türlü bu gerçeği kabullenemediler.

AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal; “Cumhuriyet, bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir.” Demiştir.

“Ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum” açıklamalarını yapan Prof. Dr. Bülent Arı, bu sözünden sonra YÖK Denetleme Kurulu üyeliğine atanarak ödül verilmişti. Demek ki aynı zihniyette bu iki sözcüğü harmanlarsak cehaleti meşrulaştıran ve siyaseten cumhuriyetle sorunlu bir yapı ortaya çıkıyor.

Cumhuriyet sayesinde bulundukları makamları elde ettiler, şimdi cumhuriyete düşmanlığın mimarlığını yapıyorlar. Bir başka aklı evvel de “Cumhuriyet 90 yıllık reklam arası” demişti. Sonuçta hastalıklı düşüncelerin hepsi aynı kapıya çıkıyor.

Yine Mahir Ünal “Bugün konuştuğumuz Türkçe'nin düşünce üretebilmesi mümkün değildir.” diyor. Sahi mi diyorsun Mahir Bey? Öyle sanıyorum sözcük hazineniz 1000 âdeti bile bulmuyor. Çünkü “Cahilin ferasetine inananlarla, okuma oranı yükseldikçe beni afakanlar basıyor…” diyen zihniyetle kol kola yürürsen nasıl düşünce üreteceksin.

“Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi yok etti” derken Çin’i, Fransa’yı falan da karıştırıyor. Fakat soru açık, Fransızlar devrim yaptığında dilleri Fransızcaydı, Mao devrim yaparken dilleri Çinceydi, Lenin devrim yaptığında dilleri Rusça’ydı. Atatürk devrim yaptığında senin ulusal dilin neydi? Söyler misin neydi? Osmanlıca evrensel geçerliliği olan bir dil midir? Dünya kurulalı beri konuşulan kadim, evrensel dillerden Türk diline neden karşısınız?

1200’lü yıllarda yaşamış Yunus’un şiirleri ile zaman zaman takiyye yapmayı biliyorsunuz da neden Yunus’un diline sahip çıkmıyorsunuz? Yunus Türkçe konuşuyor ve bugün hepimiz anlıyoruz. Yunus Osmanlı’dan önce yaşamış o kadim kültür kimin peki? Fakat Arapça, Farsça, Osmanlıca kırması bir dili daha çok seviyorsunuz.

600 Yıl boyunca Osmanlı’da yazılan bir öykü, bir roman, bir bilimsel kitap gösterebilir misiniz? Her şeyden önce 250 yıl matbaayı yasaklamışlar, gâvur icadı diye.

Batının üniversitesi vardı. Kültürü, bilimi bu kurumlar yayıyordu. Senin üniversiten yok, medresen vardı. Medrese üniversite değildir.

Ne diyelim, bazı halk deyimleri geliyor aklıma; Ağzı olan konuşuyor!

Üfürükten tayyare, selam söyle o yâre!

Cumhuriyetin parlak devrimleri, cumhuriyetle sorunu olan siyasal İslamcıların hala gözlerini kamaştırıyor. Tarihlerini “Yunan galip gelseydi” diyen fesli Kadirden öğreniyorlar. “Ülkede okuma aydınlanma oranı artınca beni afakanlar basıyor” diyen bu zihniyetin ne üretmesini bekleyeceksin?

Kısacası ne tarihini, ne dillerini bilmiyorlar, sadece bu olsa, bilmediklerini de bilmiyorlar.