DEĞERİ GÜN BE GÜN DAHA İYİ ANLAŞILIYOR GALİBA

Abone Ol

BÜYÜK TAARUZDAKİ BÜYÜK TAKDİK VE STRATEJİK ZEKA VE İNCELİK

Büyük Taarruzdaki büyük taktik

ve stratejik zeka, dahası incelik

Büyük Taarruz, gerçekten bir harp dehasının planları ve halkın da yardımlarıyla  efsane halini alan bir olaydır. 

Bu efsane olayda büyük incelik ve fedakarlıklar vardır.  Önce vatan, gerisi teferruattır. 

Büyük bir ustalıkla Sakarya'nın gerisine çekilen ordumuz 22 gün 22gece cansiperane çarpışır.

Bu savaş sırasında çok zayiat verilir.

Asker kaçakları vardır, askerden terhis olanlar vardır, onların yerine yenileri alınır ve bu yeni alınan askerlerin eğitimleri vardır.

Ordunun iaşesi, üstü başı, yiyecek içeceğe ihtiyacı vardır.

Tam 11 ay hazırlık yapılır. Bu hazırlıklar bir gizlilik taşır.

7-8 Ağustos günlerinde halkın fedakarlığı ile bayraklaşan Tekalif-i Milliye emirleri yürürlüğe konulur.

Buna göre her evden askere bir kaç çamaşır, bir çift ayakkabı, bir çift çorap istenmiştir.

Halkın ve tüccarların mallarından insan giyim ve kuşamına yararlı ve hayvan donanımına uygun olanlardan %40 karşılıkları ileride ödenmek üzere alınmıştır.

Zahire, hububat, hayvan ve yem de aynı işleme tabi tutulmuştur.

Ordunun ihtiyacı olan yakıtların, fen malzemelerinin %40’ı , taşıtların %20’si, buna karşılık halk, elinde olan taşıtla ayda bir defa orduya bedava hizmette bulunacaktır.

Komutanlar cepheye hareket ettikleri gün bir çay partisi verildiği basına duyurulur.

Komutanlar Akhisar'a hareket ederler.

Ve bu arada bir futbol maçı seyretmek bahanesi ile toplanırlar, hareket planlarını görüşürler.

Mustafa Kemal 25 Ağustos akşamı Şuhut kasabasında bir köy evinin üst katında Kocatepe eteklerinde çadırlı ordugâhta konuk bir çadıra yerleşmiştir.

Karanlık ve yalnızca ordugâhın önünde akan derenin şırıltısı işitilmektedir, yanına gelen yaverine hazır mısınız diye sorar.

Petrol ve mum fenerlerinin titrek ışıkları altında öne eğilerek Kocatepe'ye çıkmaktadır.

' Allah (cc) Türk Milletini ve ordusunu koruyacaktır. ' diye mırıldanır.

Bu öyle kolay bir iş olmamıştır.

Ve bunu idrak etmek te o kadar zor bir şey olmasa gerek. Bir makulde birleşmeli. İlber Ortaylı’nın çok güzel bir ifade ile dile getirdiği gibi 'Bardağın yarısı dolu', yol yordam da belli . Ve bu yolda devam etmek var.

Aslında başarılı bir asker olarak tanınan Başkomutan General Trikopis ve karargâhı 2 Eylül’de Uşak 'ta esir alındı.

3 Eylül 'de Başkomutan ve yanındakiler esir alınan generallerle buluşmuşlardır.

Mustafa Kemal bu sahnenin hâkim karakteridir. Trikopis’in elini yakalamış, alelade bir el sıkışı müddetinden fazla tutarak 'Oturun General! Yorulmuş olacaksınız ' demiş ve ardından da sigara tablasını uzatarak kahve ikram etmiştir.

Trikopis ona hayranlıkla bakmaktadır: ' Ben bu kadar genç olduğunuzu bilmiyordum General ' diye konuşmuştur.

Ve masanın etrafında oturmuşlardır.

Görüşme bitince Mustafa Kemal ayağa kalkmış, ' Sizin için birsey yapabilir miyim' diye sormuştur ; Trikopis ' İstanbul’daki karımın vaziyetimden haberdar edilmesini isterim.' diye cevap vermiştir.

Mustafa Kemal Trikopis in elini uzunca müddet tutarak , 'Harp bir talih oyunudur General, bazen en beceriklisi de yenilir. Siz vazifenizi yaptınız. ' der.

Hiç beklenmedik bir sırada bir balo sonrasında esir düşen Trikopis, Mustafa Kemal Atatürk vefat ettikten sonra her yıl Yunanistan'daki Türk Elçiliği ne giderek saygıyla selamlamış, anmıştır.