Her seçim döneminde Atatürk ve Cumhuriyet için iftiraların ardı arkası kesilmiyor.
Cumhuriyeti kuranlar dinsizlikle itham ediliyor ki, din adına siyaset yapanlar daha fazla oy toplasın.
Emperyalist devletler her dediklerini yaptırmanın peşinde oldukları için dini öne sürüyorlar.
Cumhuriyetin ilanında alınan bütün kararlar ( buna din de dâhil) uzun araştırmalar ve tartışmalar sonucunda yapılmıştır. Doğru bulunanlar da uygulanmıştır.
Bütün bu gerçekler çarpıtılmış, sanki Atatürk bütün kararları keyfi olarak uygulamaya geçirmiş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.
Bizim dinimiz her ölenin arkasından rahmet okunmasını öğütler.
İlahiyatçı Hüsnü, Atatürk’e rahmet okunmasına tepki göstermiş.
Sen kimsin?
Rahmet merhamet etme anlamına gelir. Allah rahmet eylesin derken de ölen kişiye Allah merhamet göstersin demek istenir.
Yüce rabbimiz rahmetini dilediğine tahsis eder.
Mustafa Kemal eyyamcıdır ( davranışlarını yere ve zamana göre ayarlar, gününü gün eder) dediniz,
İçki sofralarında ömrünü tüketti dediniz,
Annesi hakkında şaibeli dediniz,
Babası belli değil dediniz,
Dediniz de ne oldu?
Biraz okuyun; Ali Rıza Efendi Hacı Bektaş ailesinden. Ailesi 12 imamdan İmam Rıza’yı çok sevdiğinden, ona hürmetinden Atatürk’ün babasının adı Ali Rıza konuyor.
Zübeyde Hanım’ın lakabı Molla Zübeyde. Balkanlarda Bektaşi Rıfat efendinin mürididir. Dinine bağlı beş vakit namazına beş katan Zübeyde Hanım oğlu Mustafa Kemal’e çok küçük yaşlarda Kuran öğretmiştir. Atatürk 7 yaşındayken Kuran-ı hatmetmiştir.
Mart ayında seçim var ve Atatürk karşıtları algı yaratmakta pek ustalar. Ellerindeki imkânlarla her gün beyinleri dövüyorlar.
Ama NAFİLE!
Dilimizi de bağlasanız,
Gözümüzü de dağlasanız,
Dünyamızı da karartsanız,
Silemezsiniz gönlümüzden Atatürk aşkını ve Cumhuriyeti.
Her Gününüz Güzel Olsun