İlkokulda münazaralar yapardık, ne güzeldi. İki gruba ayrılır, iki farklı görüşü kurallar çerçevesinde tartışırdık. Jüri değerlendirme yapar, değerlendirme de son derece tarafsız olurdu. Kim kendi fikrini, karşı fikri çürütecek doğru argümanlarla savundu ise o grup kazanırdı. Önemli olan, fikrin güçlü oluşundan çok savunmanın güçlülüğü idi. Bunun da bir çok kıstasları vardı.
Bilmiyorum şimdilerde uygulanıyor mu, ama eğitsel açıdan son derce yararlıdır.
Hatırladığım tartışma konularından birisi şuydu: Çok gezenmi bilir, çok okuyan mı? Ben “ikisi de” diyorum. Yaklaşık ikinci emekliliğimi doldurduğum Nisan ayından bu yana çeşitli gruplarla geziyorum. Biraz mola verip gezmeye devam edeceğim.
Yurtdışından başladığım bu geziye Hollanda UTRECHT’den başladım. Avrupa gezimi Hollandalı , Alman, Macar ve Türk arkadaşlarla yaptık. Daha önce de benzer bir geziyi trenle ve bir grup genç arkadaşla Balkanlar’da yapmıştık
Gezerken, gezdiğimiz yerlerin özellikle yerel tarihini, kültürünü, coğrafyasını, geleneklerini, geçim kaynaklarını, üretimini, bitki örtüsünü, sanat geçmişini, el sanatlarını, ritüellerini öğrenmeden edemiyorsunuz. Bunları okuyarak, araştırarak veya yerinde görerek öğrenmenin yanı sıra orada yerleşik yaşayan, sonradan gelen ,daha yeni gelen veya turistik amaçlı gelen bir çok insanla tanışıyor, sohbet ediyorsunuz; her sohbet başka bir kapının aralanmasına neden oluyor.
Müzeler ayrı görsel bir kitap sanki. Yurtdışında müze kart uygulaması müze girişlerini kolaylaştırıyor. Memleketimizde ise ilk defa 65 yaşında olmanın dayanılmaz keyfini ücretsiz müze girişlerinde yaşadım..
Kısacası öğreniyorsunuz. Çantamda bulunsun, yolda okurum diye bir iki kitapla yola çıkarken, bakmışsınız valizinizin birisi kitaplarla dolmuş. Ayrıca o yörede doğmuş yaşamış, şair, yazar, ressam, sinema, tiyatro oyuncusunun izlerine rastlıyor, onu takip ediyorsunuz.
Kazdağları bu anlamda oldukça zengin; havası ayrı hava, suyu ayrı su, denizi ayrı, termali ayrı… Zeytini ayrı zeytin sanki. Yurdumuzun bir çok yerinde olduğundan daha fazla oksijen deposu…
Ve Sebahattin Ali… ''Benim meskenim dağlardır dağlar”la anlattığını burada öğrendim. Bunu bilseydim bir başka gelirdim belki buralara. Tuncel Kurtiz neden buralarda ebedi uykusuna dalmış, daha iyi anlar, Ali Ekber Çiçek’ten Haydar Haydar’ı bir kez daha dinlerdim. Bir kez daha, bir sazı orkestra gibi nasıl çaldığını daha iyi anlardım.
Mitolojiden kurtuluş savaşına kadar bir çok yönetimleri, isyanları, çatışmaları görmüş tanrıların tanrısı ZEUS 'un doğduğu dağ, ilk güzellik yarışmasının yapıldığı dağlar…Kısacası antik çağın mitosunda çoğu kez tanrılara ev sahipliği yapmış, ozan Homeros’un İlyada’sı ile ününe ün katmış… Zeus ve Hera görkemli bir düğünle İda dağında evlenmişler…
Mitoloji dışında Sarıkız efsanesi ile de adı Kazdağları olur. Türkmenlerin ağırlıklı yaşadığı dağlarda, köylerde Şaman adetlerine, ritüellerine rastlanır hâlâ…Okunacak bir çok kitap, bir çok konu orataya çıkmıştır bile.
Balıkesir ile Çanakkale arasında bu görkemli oksijen deposu dağlar, kitap gibi her kıvrımı, her katmanı, her ağacı, her köyü ayrı bir özellik taşır.
Edremit , Burhaniye,Ören, Akçay,Güre,Zeytinli,Ayvacık, Küçüköy,Asos gibi bir yanını engin denizlere, sırtını dağlara yaslamış bu yerleşim yerleri görülmeye değer. Tabii ki çarpık kentleşmeyi, sahillerin nasıl bozulduğunu görmezlikten gelirseniz…Şimdi sıra dağlarda demeye dilim varmıyor, ama önlem alınmazsa o güzelim dağlar demir ve beton yığınına dönüşebilir.
Dağlardan gelen soğuk sulardan balıklarla, yeşilliklerle ruhunuzu dinlendiren, sizi bir daha aşk yolunda oluşunuzun doğruluğuna şahitlik eden, bu mekânların her biri bir ayrı yazı konusu olabilir.
Okumak deyince tabii ki davetli olarak gittiğim 5. Edremit Kİtap Fuarından söz etmemek olmaz. Gündüz dağlarda ruhunuzu dinlendirip ,soğuk sularında yıkanıp ,akşamları onlarca yazarla, düşün insanı ile buluşup sohbet etmek , sohbetlerini dinlemek, kitapları imzalatmak, yüzlerce yayın evi ile kitapla buluşmak ise ayrı bir güzellik. Keşke yurdumuzun her yöresinde böyle fuarlar olsa. Edremit Kitap Fuarı ve ayrı bir yazı konusu. Kitapla, kültürle, sanatla, dağlarla, sevgiyle, aşkla, yeşille, maviyle, güneşle yaşayacağımız bir hafta dileği ile...
Kazdağları/Güre