ÇİRKİN VE GÜZEL
Kar İstanbul’ da Avrupa yakasında 35 cm oldu diyor TV’ ler.
Akşam 6 oldu ve Çorum’ da çok az kar yağıyor. Çatılarda kar 2-3 cm kadar ancak var.
Hava soğuk olduğu için fizik tedaviden sonra hemen eve geldim.
****
İki komşu kızı aynı yaştaydılar, birisi çok güzel, birisi de çok çirkindi.
Çirkin olanı abdestli, namazlı ve çok inançlıydı. İbadetlerini aksatmamaya özen gösterirdi. Bazen de durumunu düşünür, hikmetinden sual olmaz, neden böyle oluyor diye içinden geçirirdi.
Hani büyüklerin bir sözü vardır, işin sonunu görmeden şöyle iyi oldu, böyle güzel oldu demeyiniz derler ya o yüzden bahtın güzel olmalıydı.
Çirkin olan kız yine karışık düşüncelerle yattığı bir gün bir rüya gördü. Rüyasında, arada bir aklına gelen bu güzellik meselesini babaannesiyle konuşuyordu.
Gördüğü rüyayı 2-3 gün sonra babaannesine anlattı…
Babaanne çok inançlı bir hanımdı. Nice padişahlar devri yaşamış, nice zenginler görmüş ve nice yiğitleri hayatının baharında toprağa vermişti.
O da sözüne böyle başladı, “Yaratanın hikmetinden sual olunmaz, sonu ne olacak bakalım. Sonu hayır ve güzel olur inşallah” dedi. Güzellik dalından kopmuş taze bir gülden daha tez, 3-5 dakikada biter. Güzel olursun ama bir yangının içinde kalır, elin yüzün tanınmaz olur ve eli tutmaz, gözü görmez olabilir insanın. O yüzden asıl güzellik kalp güzelliği, huy güzelliği, talih güzelliğidir.
Bakarsın sen, sevginiz-saygınız karşılıklı olan, iyi ve yakışıklı bir adamla evlenirsin ve ona dünyayı cennet edersin. O da seni hep melek sanır ve o gözle bakar. Evlatlarınız olur, hem güzel, hem akıllı, hem de çok çalışkan.
Aradan 20-25 sene geçmişti ve ihtiyar babaanne de hala yaşıyordu. Çirkin olan kız babaannenin her hizmetini en iyi şekilde yerine getiriyor ve duasını alıyordu.
Kadına söyleten söyletmişti. Güzel kız nice yuvalar yıkmış, günaha batmış ve ne sonunda, ne de başında mutluluk bulamamıştı. Kimseleri beğenmemiş, yuva kuramamıştı. Tabiî çoluk çocuk yok, gelir yok, gider durmaz. Konu komşunun verdikleri ile idare ediyordu. Çirkin olan kızın çocukları yardım ediyor, ellerinden geldiği kadar ihtiyaçlarını gidermesine yardımcı oluyorlardı.
Evet, sonunu görmeden iyi ya da güzel dememeli ve ne oldum dememeli, ne olacağım demelidir.
Güzelliği taşımak zordur, parayı taşımak zordur, tevazu sahibi olmak herkese nasip olmaz.
Rabbim, ben diyeni sevmez. Fakir fukaraya bakmalı, yetimin öksüzün başını sıvazlayıp yanağından öpmek, karnını doyurmak ve dua almak güzelliklere güzellik katar.
Evliyalar hizmet ehli olup çok zikir çekerler. Ölüm haktır, rabbim iman Kuranla bu geçici dünyadan ebedi aleme gitmeyi nasip eder ve bizleri mümin kullarına dahil eder inşallah.
Saygı ve sevgilerimle.