CHP’deki İç Savaş (1)

Abone Ol

CHP, hem genel seçimleri kaybetti, hem de Cumhurbaşkanlığı koltuğuna Erdoğan’ın üçüncü kez oturmasını sağladı…

Aslında Mayıs ayı içinde yapılan her iki seçimin de galibi yok.

Yani hem AKP kaybetti, hem CHP…

Tabii CHP’nin kaybetmesinin üzerinde durulması gerek…

Çünkü CHP hiç iktidar olamadı…

AKP ise 21 yıldır iktidarda…

Şu ya da bu nedenle…

Şu, ya da bu “entrika” ile…

Veya devlet gücünü kullanarak rakiplerini alt etti.

Ama CHP bir asırdır iktidar yüzü görmedi…

Cumhurbaşkanlığı koltuğuna 2 adım kalmıştı, son 15 günde üzerine yapışan “PKK Terörü” etiketini bir türlü yırtamadığı için koltuğu kaybetti.

Bir parti hem kaybedip, hem nasıl başarılı olur, anlamış değilim.

Bana bunu kimse anlatamaz…

Adam 21 yıldır iktidarda ve hala kazanıyor.

O halde CHP olarak, genel başkanı ile kurmay kadro olarak ve chp teşkilatı olarak  başarılı değilsin.

Gelelim Bay Kemal’e…

Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nu dağlara taşlara çıkaran biri değilim.

Bir bürokrat olarak, üst dereceli memurluktan emekli biri olarak bugüne kadar gösterdiği performansı takdir edenlerdenim.

Entrika bilmez…

Yalan söylemez.

Takiyye yapmaz.

Haram yemez…

Ayak oyunlarından hiç anlamaz.

Bu güne kadar yaptıkları ortada.

Herkesin gözü önünde yıllardır çırpınıp duruyor…

Yani “Bu kadar…”

Ne var ki sayın Kılıçdaroğlu son seçimlerdeki mağlubiyetin nedenleri arasında en başta Karadeniz kıyıları ve iç Anadolu’daki şehirlerde yaşayanları örnek göstererek, kendi deyimiyle buralardaki “köylü vatandaşlara” ulaşamadıklarını söyledi…

Kesin doğru…

Ama yeni değil.

CHP, hiçbir zaman (100 YILDIR) büyük şehirlerin varoşları ile küçük Anadolu kentlerinin köy ve köylülere değil, “VATANDAŞ” larına ulaşmayı başaramadı.

 Oysa buralar AKP’nin nadasa bırakmadığı, her an hatırladığı, ayni ve nakdi yardımlarla koruduğu kesimlerdi.

Özellikle de muhtarlar ve şehrin ileri gelenlerinin üzerinden elini hiç çekmediği, yarı köyü- yarı şehirli vatandaşlardı AKP’nin arka bahçesi…

Kemal beyin küçük kentlerdeki köylülere ulaşılamadığını söylemesine karşı, Tayyip Erdoğan nasıl savunma yaptı?

“Partinizin kurucusu Mustafa kemal Atatürk ‘Köylü efendimizdir’ demedi mi? O halde köylüden şikayet etmeye hakkınız var mı? Neden köylüleri ihmal ettiniz?”

CHP’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk, her ne kadar “Köylü efendimizdir” demişse de, bu sözün sarf edildiği yıl 100 yıl öncesine dayanıyor.

SAYIN Erdoğan, bunu bile bile Bay Kemal’e son golü atmayı kendi için avantaj saydı.

Boş kaleye topu yuvarladı.

Ve Kemal beyin iyi niyetle ortaya koymaya çalıştığı öz eleştirel görüşleri bumerang olarak geri döndü ve CHP’de parti içi savaşları başladı…

Başı da nedense İmamoğlu çekti…

(Devam edecek)