8 Haziran 2023 tarihli “CHP’de Değişim Sesleri…” başlıklı yazımın sonunu, “Elbette CHP’deki bu değişim rüzgârlarını, seçimlerdeki sayısal değerlerle de bir değerlendirmek gerekir” diye bağlamıştım.
Çünkü ülkenin en köklü ve kurucu değerlerini üzerinde taşıyan, cumhuriyetin temel ilkelerini ana dokusu yapan bir partinin başarısızlığı, göz ardı edilecek bir konu değildir.
Ama önce başarısızlığın haritasına bir bakmak gerekir.
Sosyal demokratlar, 1950 yılından bu yana, kısa süreli ortak hükümetler dışında, 73 yıldır bir iktidar ortamı yaşayamamıştır.
Genel seçimlerdeki sayısal verilere baktığımızda, 1977 seçimlerindeki % 42'lik oy oranı bu gün % 20-26 arasında değişmiştir.
2002 genel seçimlerinde % 19,4;
2007 genel seçimlerinde % 20,8;
2011 genel seçimlerinde % 25,9;
2015 genel seçimlerinde % 24.95;
2018 genel seçimlerinde % 22.64;
2023 genel seçimlerinde ise % 25.41 olmuştur.
Ve de:
2002’de 19 ilde milletvekili çıkaramamıştır.
2007’de 35 ilde,
2011’de 36 ilde,
2015’de 37 ilde,
2018’de 25 ilde,
2023’de ise 20 ilde milletvekili çıkaramamıştır.
***
Yerel seçimlere baktığımızda ise YSK verilerine göre:
-2002’de, 3193 belediyeden 467’sini alabilmiştir. Sayısal oran % 14.6’dır.
-2004'te, 3226 belediyenin 478'ini alabilmiştir. Sayısal oran % 15'tir.
-2009’da, 3281 belediyeden 612’sini alabilmiştir. Sayısal oran % 18.6’dır.
-2014’de, 1351 belediyeden 226’sını alabilmiştir. Sayısal oran % 16,7’dir.
-2019’da, 1355 belediyeden 240’ını alabilmiştir. Sayısal oran % 17,71’dir.
***
Bölgeler düzeyinde ise durum:
Ege ve Akdeniz kıyı şeridine sıkışmış durumdadır. Ki, bu bölgeler genellikle turizm bölgesidir. Nüfus yoğunluğu, büyük ölçüde diğer illerden gelip yerleşenlerden oluşmuştur.
Türkiye'nin doğusunu büyük ölçüde kaybetmiştir. Oy oranı % 2-9 arasında kalmıştır. Ve doğudaki seçmen iradesi, etnik ve inanç kimliğine kaymıştır.
Karadeniz sahillerinde gerilemekte, Orta Anadolu'da erimektedir.
İşte bu, sosyal demokratlar için hatta tüm sol için kabul edilemez bir durumdur.
Her şeyden önce sosyal demokrat siyasetin, doğuda yok oluşu daha da vahimdir.
Örneğin bugün CHP'nin, Kürt kökenli yurttaşlarımızın çoğunluk olarak yaşadığı doğu ve güneydoğu Anadolu'daki illerimizden aldığı oy oranı:
2007 genel seçimlerinde ortalama % 8,5 olmuş,
2009 seçimlerinde 4,2'ye inmiş,
2014 seçimlerinde 1,5 olmuştur.
2018 seçimlerinde 4,9 olmuş,
2023 seçimlerinde ise 9,1 olmuştur.
***
Kuşkusuz başarısızlığın nedenleri yeteri kadar analiz edilmeden değişim için verilen kavganın, kadrolar değişse bile sonuçta bir getirisi olmayacaktır.
Özellikle de bu tartışmaların görünmeyen yanında, çok önemli bir kuşku vardır. Parti içinde ve dışında yüksek sesle söylenmeyen bir endişe vardır.
Ve CHP'nin siyasal yapısının ana dokusu olan:
-Kemalist damar tasfiye ediliyor, kurucu değerler tahrip ediliyor...
-Kurucu felsefe ve kurucu ilkeler terk ediliyor...
Yani siyasal kimliğinden uzaklaştırılıyor gibi bir endişe vardır bugün. Herhalde yeni bir heyecan dalgası yaratmak için, öncelikle bu endişenin giderilir olması gerekir.
***
Bir yönüyle de sorun, kent varoşlarına ve kasabalara açılamama sorunudur.
Oysaki kent varoşlarına ve genelde Anadolu'ya açılabilecek en doğal siyaset, sosyal demokrasidir. Etnik kimliklerin, cemaatlerin, tarikatların etkinliğini kırabilecek siyaset, sosyal demokrasidir.
Ve de bu görev, bugün sosyal demokrat bir kimlik taşıyan CHP'nindir.
Elbette sosyal demokrat bir kimliğin, muhafazakârdan oy almak için imam olmasına gerek yoktur.
Türk'ten oy almak için “Türk Milliyetçisi” gibi, Kürt'ten oy almak için “Kürt Milliyetçisi” gibi görünmesine de gerek yoktur.
Zaten etnik ve inanç kimliklerinden siyaseten yararlanmak, sosyal demokrasinin ve genelde solun dilinde ve kimyasında yoktur.
Bunun yolu, sistemden dışlandığını hisseden bu kitlelerin, duygu ve düşüncelerine hitap edebilmektir.
Ve de bilinmelidir ki bu insanlar daha bir millicidir, daha bir yurtseverdir. Çocuklarını askere davul-zurna ile gönderen de gerektiğinde ülkesi için ölmesini bilen de bunlardır.