2001 yılı Ağustos ayında “Adalet ve Kalkınma” tabelası asıldı. İlk yıllar üst üste demokrasi açıklamaları yapılıyordu. Ekonomik mucizelerden bahsediliyordu. Hasılı 24 yılın sonunda partinin adında yazan ne adaletten, ne kalkınmadan eser kaldı. Adalet rafa kalktı, kalkınma çürümeye terk edildi.
Sözde ekonomi şaha kalkacaktı. Geldiğimiz noktada, bırakın şaha kalkmayı, mat olmuş durumda. Üst üste gelen zamlar, önlenemez enflasyon bunu söylüyor. Ekonominin ağır çarkları arasında yarınını göremeyen halk “harap ve bitap” düşmüş durumda. İktidarın en önemli özelliği; eski Türkiye’nin tüm arızalarını taşımasının yanında yeni arızalar eklemesidir. Halkın nefes alamaması bundandır.
İktidarın siyaset stratejisinin özünü “sustur ve yönet” formülü oluşturmakta. Muhalefet belediyelerine “terör” ve “rüşvet” yaftaları yapıştıran iktidar, konuyu önce yandaş medyada ön hazırlıklarını yapıyor, kamuoyu yaratmaya çalışıyor, ortamı hazırlıyor. Noktayı ise yargı fırınında kızartarak koyuyor. Gerçek krizleri, kurgulanmış gündemin gölgesinde gizlemeye çalışıyor.
Gerçekte halka hiçbir umut verilemiyor. 24 yıl önce doğan çocuklar bugün düzenin işsizleri arasında. TÜİK’in makyajlı verilerine rağmen, bugün genç işsizler yüzde 20’lerde geziniyor. Bu oran bağımsız araştırma gruplarında yüzde 37, genç kadınlarda ise yüzde 46’yı buluyor. Üniversite mezunları asgari ücretle bile iş bulamıyor, babalarının emekli maaşlarına bakıyor. Gençler gelecek hayali bile kuramıyor. Çareyi yurt dışında arayarak vize randevusu kovalıyorlar.
Liyakat unutuldu, sadakat meşrulaştı. Devlet kadrolarında artık diplomadan önce “Bizden misin, değil misin?” sorgusu yapılıyor. Ortalık sahte diplomalı kadrolarla dolup taşıyor. Yıllarca dirsek çürütenlerin emeği çöpe atıldı. Kapısını görmediği okuldan mezun gösterilen bürokratlar, hayali üniversitelerden aldığı belgelerle makam koltuklarının tadını çıkarıyor. Bu anlayış eğitimi çökertti, devlete güveni de doğal olarak bitirdi.
Algı çok net; “Benden olursan kazanırsın, karşıma geçersen mahvederim.” Son örneklerden biri, yıllarca CHP saflarında yürüyen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AKP’ye geçmesi. CHP lideri Özgür Özel’in “Bir sonraki miting Aydın’da” demesi gerçekten anlamlıdır.
Kamuoyu yoklamalarına göre yolun sonuna gelen AKP iktidarı uzatmaları oynuyor. Halk iradesinin bu kısır döngüyü kırmasının yolu, ilk yapılacak seçimlerdir. Bu nedenle erken seçim kaçınılmazdır.
Korkuyla, yalanla ve sahte belgelerle inşa edilen her iktidar, gün gelir kendi ağırlığı altında çökecektir. Artık iktidarın ayakları bu hantallaşmış gövdeyi taşımamaktadır. Meydanlardaki öfke, işsizliğe, adaletsizliğe, yoksulluğa karşı haykırışlar, kitlelerin geleceğe dönük umutlarını yeşertmektedir.
Tarih bu iktidarı, hiç kuşkunuz olmasın, şöyle anacaktır: “Bir zamanlar ülke yönetimini, sahte diplomalı, gerçek sorunlardan uzak bir ekip devralmıştı.” Onun içindir ki artık bu iktidarın son kullanım tarihi bitmiştir. Çeyrek asırlık perde kapanıyor.