Çare, daha çok demokrasi, daha çok sevgi ve hoşgörü

Abone Ol

Durup durup aynı yere geliyoruz; kadına şiddet veya çocuk istismarı…

Adeta karabasan…

Büyük Atatürk’ün kurduğu çağdaş-laik-demokratik cumhuriyetin 100. yılına asla yakışmayan bir utanç…

Son “6 yaşında bir çocuk” olayını ise, düşünmek, konuşmak, yazmak bile abes…

Tek kelimeyle iğrenç…

*

Toplumsal çürümüşlüğün, yozlaşmanın ve ortaçağ zihniyetinin bir göstergesi olan kadına şiddet ve çocuk istismarı, ancak ve ancak toplumun nitelikli dönüşümü ile yavaş yavaş azaltılabilir ve zaman içinde önüne geçilebilir.

Nitelikli dönüşüm derken, öncelikle sözde değil özde ahlâklı, dürüst, bilinçli, medeni bir toplumu hedefleyerek, köklü bir zihniyet değişimini kastediyoruz.

Önce insan sevgisi…

İnsan haklarına saygı…

Hukukun üstünlüğü inancı…

Hayvan hakları ve çevre duyarlılığı…

Karşıt görüşlere saygı ve hoşgörü…

Özetle, hümanizm, demokratik olgunluk…

*

Yüce parlamentomuzda bile inanılmaz hırçınlıklara, tahammülsüzlüklere, şiddete tanık olduğumuz bir ortamda, sokaktaki insanımıza bu öğütleri vermek ne kadar sonuç alıcı olabilir.

Demek ki, demokratikleşme ve fikirlere saygı prensiplerini yerleştirmeye, önce parlamentomuzdan başlamamız gerekiyor.

Demek ki, parlamentoya göndereceğimiz temsilcilerimizi, önce beyefendilik, hanımefendilik süzgecinden geçirmemiz gerekiyor.

*

Geldiğimiz noktada, artık herkesin aklını başına toplaması zorunluluğu var.

Aksi halde, toplumun psikolojisi büyük bir hızla bozuluyor ve en aklı başında insanlarımız bile travma yaşar hale geliyor.

Çaresi, daha çok demokrasi, daha çok sevgi ve hoşgörü…