BU GİDİŞÂT NEREYE

Abone Ol

İstanbul’da, yabancı uyruklu bir öğrencinin, okulla ilişiği kesildiği için okul müdürünü öldürmesi, ülke genelinde geniş yankı uyandırdı ve protestolara neden oldu. Oysa daha önce Manisa’da bir okul müdürünün öğrencisi tarafından silahla öldürülmesi olayını çoğu basın çevreleri sıradan bir olay olarak geçiştirmiş, ben de önlem alınmazsa bu tür olayların artacağını ortaya koyan bir yazı yayınlamıştım. Ne yazık ki haklı çıktım. Şimdi bu yazımı güncelleyip yeniden yayınlıyorum.

Nedense, basınımız bu tür olayların yurt dışında olanlarına, bizdekinden çok daha fazla ilgi gösteriyor. Aynı olay örneğin ABD’de olsaydı bizim basın çok daha fazla yer verir, hatta “ABD gençliği nereye gidiyor?” diye başlık atıp gizli bir “oh olsun” duygusuyla da uzmanlara yorumlar bile yaptırırdı.

Geçenlerde oyuncak da satılan büyük bir markette dolaşırken, bir baba ve çocuğu arasındaki diyalog dikkatimi çekti. Çocuk ısrarla top almak isterken, babası eline aldığı makineli tüfeğin marifetlerini sayarak çocuğunun onu beğenip almasını istiyordu. Öğretmenlik damarım tuttu ve müdahale edip bu yaştaki çocuğa oyuncak da olsa silah almanın yanlışlığından söz edecek oldum ama verdiği karşılıkla ağzımın payını da aldım: “Çocuk silah kullanmayı öğrenmesin mi yani? Büyüyünce hakkını nasıl savunacak?”

Biz gene daha önceki yani Manisa’daki olaya dönelim. Olayla ilgili inceleme raporunu hazırlayan Doğan CEYLAN ismindeki Maarif Müfettişinin hazırladığı rapora yazdıklarını sizlere aktarmak istiyorum. Altına gözüm kapalı imzamı atacağım muhteşem bir rapor. Okumayanlar için kısaca özetlemem gerekirse müfettişimiz şunları söylüyor:

1.    Hayatın gerçekliklerinden habersiz, duygusuz ve bencil bir nesil geliyor.

2.    Herkesi kendine hizmet etmek için yaratılmış görüyorlar. İnsanlara verdikleri değer, onların isteklerini yerine getirebildikleri ve ne kadar eğlendirdikleriyle orantılı.

3.    Çocuklarımızı evden dışarı çıkarmadığımız için sosyal ilişki kurmakta sorun yaşıyorlar.

4.    Geçmiş onları pek ilgilendirmiyor, atalarımıza karşı vefasızlar. Dedelerinin canları, kanları pahasına vermediği vatan toprağını en iyi fiyatı verene satacak kadar maneviyattan yoksunlar. Vatan, onlar için son model bir cep telefonundan daha değersiz.

5.    Tüm acı gerçekleri çizgi film tadında izliyorlar ve yürekleri hiç acımıyor. Hayatlarının odağındaki tek şey eğlenmek. Eğlenemedikleri tüm zamanları kendilerine bir işkence olarak görüyorlar.

6.    Çocuklar yaşamı hissetmiyor, açlığı bilmediği için açlara acımıyor, üşümek nedir bilmedikleri için sokaktaki evsizleri umursamıyor. Yokluk nedir bilmedikleri için ekmeğe gelen zam onların dikkatini bile çekmiyor, gülüp geçiyorlar. Sıcacık odalarında evsizlik nedir, sürgün nedir anlamıyor, savaşları, kurşunlanan, ölen insanları umursamıyorlar. Acımıyorlar…

7.    Kıymetini bilmiyorlar ekmeğin, elbisenin, barışın ve huzurun, ana babanın…

8.    Herhangi bir olaya karıştıklarında, %100 haksız da olsalar ailesinden destek bulup karşıdakini sindirmeye çalışıyorlar. Ceza denilen kavramdan haberleri bile yok…

Evet, raporda kısaca bunlar yazılı. Sanırım katılmayanımız yoktur. Sokaklarda ya da maçlarda “Şehitler ölmez, vatan bölünmez!” diye bağırdıktan sonra babasının silahını alıp eli öpülesi öğretmenini şehit edenlerin bunu nasıl yaptıkları yukarıda yazıyor. Her şeyi maddiyata dayandırıp duygusuz insan yetiştirirsek sonuç da işte böyle olur.

Bu konuda, dünyada en iyi duygusal eğitimi veren ülke Japonya. Hemen uzmanlar gönderip onların bu işi nasıl yaptığı incelenmeli ve aynısı bizde de uygulanarak çocuklarımızı ve gençleri “duygu eğitimi” sistemi içinde eğitip manevi değerlerine sahip çıkmaları sağlanmalı.

Peki, ama bunları yapmazsak ne olur? Ne mi olur onu da söyleyeyim: Allah’tan korkutulduğu için şeklen ibadet yapan, konuşmalarında Allah’ın adını dilinden düşürmeyen, hatta yaptığı yanlışları bile Allah adına yaptığına inanan ama bunun dışında her türlü melâneti yapmaktan geri durmayan, görüntüye göre dindar ama maneviyatı sıfır nesiller yetişir.

Şöyle bir çevrenize bakarsanız, ne demek istediğimi anlarsınız.

DÜŞÜNEN SÖZLER:

·       Bazı toplumların ahlaksız olmasının nedeni, ahlaksız bireylerin yığılması değil, ahlaksızlığı özendiren bir sistemin kurulmuş olmasıdır. D. CÜCELOĞLU

·       Din ahlaktır; onu hayata geçirmek ise terbiyedir. A. İZZETBEGOVİÇ

·       İslam’ın temeli güzel ahlak, ahlakın özü bilgi, bilginin özü akıldır. H. B. VELİ

·       Bir milletin ahlakı dişleri gibidir. Çürüdüğü nispette acısını hisseder. B. SHAW

·       Planınız bir yıl içinse pirinç ekin, on yıl içinse ağaç dikin, yüz yıl için ise insanları eğitin. Huang-Çe

·       Çocuk büyütmekle çocuk eğitmek arasındaki farkı, o çocuk insan içine çıktığında anlarsın. ANONİM

·       Yeryüzünde barışı sağlayacak sihirli değnek analarla öğretmenlerin elindedir. Hz. Ali

·       Eğitimin maliyetini yüksek bulanlar, cehaletin faturasını ödeyemezler. Atatürk