Sevdiğimiz insanları ölümüne severiz. Sevmediklerimize küfür etmek, meydan dayağı çekmek için sudan nedenler ararız. İyiler, her zaman iyilik yapar. Kötüler ise her zaman kötülük yapar! Değer verdiklerimizin ağzından çıkan her söz atasözünden bile daha değerlidir. Bu anlayış, yere göğe sığdıramadığımız insanlara makam kazandırır; çok para kazandırır. Birileri çok kazanması için başkalarının kaybetmesi gerekir.
Umutlar tükenmez. Cebimizdeki paralar, kredi kartlarında yer alan bol sıfırlı rakamlar çabuk tükenir.
Ülkemizde yeşil mercimek ekimi yaygınlaşmıştı. Üretim arttı; üretici olan cahil köylülerin cebi para gördü. Yurt dışına satışlar, mutfaklarda pişirilen Kara Şimşek yemekleri üretimin gerisinde kaldı. Tüketimi artırmak için televizyon programları yapıldı. Yeşil mercimekten tatlılar, tuzlular, köfteler yapıldı. Yemek programlarında mercimekli pastalar börekler yapımı, sağlığımıza yararları günlerce anlatıldı.
Bıldırcın yumurtası marketlerde yerini aldı. Uzman kişilerin söyledikleri yalanlar birkaç yıl gündemde kaldı. Bıldırcın yetiştirenlerin sayısı arttı.
Gün geldi bıldırcın yumurtası, Pekin ördeği, devekuşu yumurtası gündemden düştü. Üretim yapmak için çiftlik kuran girişimciler zarar etti. Yalan satanlar vurgun vurdu.
Çikita muz, yurt dışından satın alındığı için besin yönünden değerliydi! Muz üreticilerimiz paylarına düşeni fazlasıyla aldılar.
Piyasaya kivi sürüldü. Sağlıklı yaşamak için mutlaka tüketmemiz gerekiyordu. Taneyle satıldı. Ülkemize getirilen kivi fidanları ürün vermeye başladı. Yok, pahasına kiloyla satıldığı için kimse yüzüne bakmıyor.
Sıra fındık reklamlarına geldi. Kaş yapalım derken göz çıkarıldı. Erkek milleti, kendilerine yapılan hakaretten kurtulmak için aganigi maganigi yerli üretim fındıkları satın almaz oldu.
Yalan tükenmez imiş. Sıra çörek otuna gelmişti. Mutfaklarımızdan eksik olmuyordu. Birileri çıkıp yerli çörek otunu fabrikalarda işleyip yağını çıkardı. Yerli üretim, yurtdışına satılacak çörek otu yağı için yeterli olmuyordu. Çok etkili konuşanlar çörekotunun yararlarını anlatabilmek için dini kavramları kullandılar. Peygamber efendimiz şunu dedi. Çörek otunu şöyle kullandı. Ancak hiçbir yazılı kaynak sunmadılar. Daha sonra söylediklerini unuttular.