CUMHURİYET İLKOKULU VE...
ÜVEY EVLADIN MIYIZ?
Osmancık Caddesi üzerindeki köprünün Çaygeçe tarafında Cumhuriyet ilkokulu vardı. Bu okul çevrenin tek okulu idi. Zira ellili yıllarda şehirde yedi ilkokul vardı ki bunlar:
Cumhuriyet İlkokulu
İstiklal İlkokulu
Tanyeri İlkokulu
Albayrak İlkokulu
İnkilap İlkokulu
Zafer İlkokulu
Gazipaşa İlkokulu
Ortaokul ve lise şimdiki Atatürk Anadolu Lisesi’nde aynı binada öğretim yapıyordu. Bir de Erkek Sanat, Kız Sanat Okulu vardı. Erkek Sanat Okulu bugünkü Müze binası idi.
Okulları dillendirmişken Cumhuriyet İlkokulu’nun efsane iki öğretmeninden söz etmemek olmaz. Bu efsane kişiliklerin birisi okulun Başöğretmeni Fevziye Arna; diğeri, benim sınıf öğretmenim Hatice Tuncel’dir. Her ikisini de rahmetle anarak, ışıklar içinde yatsın, mekanları Cennet olsun diye ya’dedeyim.
Fevziye arna, o yılların şehrin tek bayan Başöğretmeniydi. (Şimdiki Müdür) kendisini ‘eğitime adamış’ hiç evlenmemişti. Sbah okula ilk gelen Fevziye Arna olurdu. Akşam son ayrılan da o olurdu. Dördüncü ve beşinci sınıfların Resim ve Aile Bilgisi derslerine giderdi. ‘Okul, Aile ve Çevre’ ilişkisini en üst seviyede yaşatan bu efsane ikili Fevziye Arna ve Hatice Tuncel öğretmenlerdi.
Hatice Tuncel öğrencilerinin hepsini aile bireyleri ile tanır, evlerine kadar gidip ebeveynleri ile konuşur, öğrencilerinin iyi bir eğiti almasına önderlik yapardı. Yüksek tahsile devam eden öğrencileri ile ilişkisini kesmez, onları, en üst düzeyde öğrenim görmeleri için teşvik eder, yüreklendirir ve başarılarından sevinç duyardı.
Bu ikili, efsanevi kişilikleri ile unutulmayan öğretmenlerdendi. Bugün Yazı Çarşı ve Çaygeçe’de orta yaşlı-yaşlı kime sorsanız bu iki ismi size söyleyeek ve onları rahmetle anıp, okul ve çevre için çalışmalarını anlatacaktır. Çünkü bu efsane ikili ‘Okul, Aile ve Çevre’ sacayağında durmadan özveriyle çalışanlardandı.
Mahallenin bilinen hali vakti yerinde olan aielere sıra ile yemek yaptırırlar, fakir fukara çocuklara, öğle paydosunda, okulun bodrum katında yedirirlerdi. Kışın çarşı esnafından yardım toplarlar fakir çocuklara giyecek olarak dağıtırlardı.
Okulun bahçe duvarının yanınd ayetiştirdikleri kavaklar öyle kaınlanmışlardı ki “Ulukavak Mahallesi” adına yakışır olmuştu. Yetişen kavaklar zamanı geldiğinde kesilecek, okula gelir sağlanacak, yerine yenisi dikilecekti. O yıllar kavak ağacı en iyi gelir kaynağıydı çünkü...
Okulda dağıtılan ‘giyecek’ konusunda unutamadığım bir anım var ki, sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim:
Yine bir gün kışa girerken okulda fakir öğrencilere kaba kumaştan yapılmış kabanımsı giyecek dağıtıldı. Biz de mahallenin fakir ailelerinden olduğumuzdan ne bana, ne de benden iki yaş büyük ağabeyime verildi. Oysa, aile olarak verilmesini beklemiştik.
Cumhuriyet İlkokulunun efsane öğretmenleri Hatice Tuncel - Fevziye Arna
(SÜRECEK)